Elif ve Demir
Nitekim öylede olmuştu. Elif sabaha kadar yatakta kıvranıp durmuştu. Bahar dan dinledikleri içini acıtmıştı. Demir için ilk defa üzülmüştü.
Sabahın ilk ışıkları ile uyandı. Geldiği kıyafetle işe gidemeyecegine göre kızların dolabını kurcaladı. Pantolon bluz hırka dışında kendide uyan pek bir şey bulamadı. Aynadaki görüntüsüne bakarak ” idare eder ” dedi.
Kızlar hala uyuyordu. Saatine baktı. Yediyi çeyrek geçiyordu. Eve gidemezdi. En iyisi şirkete gitmek diyerek sesizce evden ayrıldı. İyiki dün gece arabamı da getirmiştim diyerek şirkette aldı soluğu.
Kendisini gören görevlilere selam verip onların şaşkın bakışları eşliğinde son soluğu odasında aldı.
Burda da yapacak ne vardıki. Her yerde o vardı. İçinde, dışında gözünü kapasa Demir geliyordu açsa yine Demir. Odasındaki ikili koltuga kıvrıldı. Bir müddet düşündü. Ama uykuya yenik düştü.
Saçlarında bir hareketlenme hissetti önce, sonra bir dokunuş. Gözlerini araladı. On santim gerisinde duruyordu. Ve eli hala saçlarındaydı. “Burda bu saatte ne işin var Elif ” diye sordu Demir.
Hırçınlığını takınmak istedi. Ama dün geceden kalan bir merhamet duygusu ağır bastı. Gözlerini tekrar kapadı. “Senin burada ne işin var Demir? ” diye sordu.
O kapalı gözleri öpmek istedi Demir. İlk defa itmemişti. Ve ilk defa adını bu kadar içten duydu Demir kızın sesinden.
“Uyuyamadım. Öğlene toplantım var dosyaları almaya gelmiştim. Biraz yolum uzun bugün. Görevliler senin burda olduğunu söyledi.”
Gözlerini açtı Elif hala dibinde duruyordu. Ama ellerini çekmişti.” Bende uyuyamadım eve gitmek yerine buraya geldim.”
Elif açıklama yapıyordu. Demir buna oldukça şaşırmıştı.”Sen iyi misin ?” diye sordu.
“Hayır değilim. “
Demir kaşlarını çattı ” Neyin var ” Elini alnına koydu.” hasta mısın yoksa? ” Elif alnındaki eli alıp kalbine üzerine bıraktı.” Senin yüzünden burası çok acıyor ” ve anında elini serbest bıraktı. Demir elini çekmişti.
Başını yere egdi. “Üzgünüm Elif ” diyebildi.
“Üzülme! Alışkın değilim, ama illaki geçer.”
“Geçmesini mi istiyorsun ?”
Tekrar gözlerini kapattı Elif ” Bana bunu sen söyle geçmeli mi ?”
“Geçmeli bu senin iyiligine olur.”
Yattığı koltukta dogruldu. Bu söylediği yüreğine hali hazırda yanan ateşe odun atmak gibi olmuştu.
“O zaman benden uzak dur!” Öfkelenmişti. Ayaga kalktı. Ellerini saçlarında gezdirdi Elif. Demir de karşına dikildi.
“Karşıma çıkıp durma, bana bakma kokunu uzak tut benden. Yüzünü gösterme benimle konuşma, bana dokunma! ” Bagırmıştı. “Allah seni sevdiğine kavuştursun Demir ama beni kendine alıştırma.”
“Sevdiğim falan yok benim.” Diye çıkıştı Demir.
“Emin misin? Kalbine sor belki bir yerlerde birileri vardır.”
“Deli misin sen nerden kapıldın bu fikre ?
“Neyse ne git Allah aşkına git “sesi titremeye başlamıştı. Arkasını döndü. Her an akmaya hazır olan göz yaşlarını görmesini istemiyordu.
“Sana hiç bir şey için söz veremem Elif. Senden uzak durmak istiyorum ama yapamıyorum.”
“Bana bunu yapma! Ben kimseye kalbimi açmadım daha önce ve beni istemeyen birine de verecek hiç bir şeyim yok.”
Bu söylediği Demir’e olsa olsa ödül olurdu. El değmemiş bir bedenin, el değmemiş kalbine misafir olmak. Bir erkeğe ancak ödül olurdu.
Demir hissettiği bu gurur duygusuyla mutlu olmuştu. Ama geçmişin kırık dökük sayfaları hala aklının bir köşesindeydi. Elbette o kadınla Elif arasında dağlar kadar fark vardı. Ama güven duygusu bir kez dagılmıştı. Toplamak ne kadar kolay olabilirdiki.
“Seni istemediğimi nereden çıkardın?”
Elif, Demir’e döndü. Burnunun dibine kadar girip sinirle konuştu. ” Sen beni istemiyorsun. Senin istediğin beni..”Cümlesini tamamlayamadı.
“Yanılıyorsun asi cadı. Ben ondan vazgeçeli çok oldu.”
“Sana inanmıyorum. “
“İnanmalısın eğer isteğim o olsaydı çoktan almıştım. Ama sen sadece bedeniyle sahip olunmayacak bir kadınsın.”
“Gururmu duymalıyım bu sözünle?”
“Bence duymalısın. Üzgünüm ama senden uzak duramıyorum. Sanada oluyor mu?
“Ne saçmalıyorsun sen?”
“Adını sen koy!… Ama seni görünce diğerleri silikleşiyor. Sonra sana yaklaşınca içimde sana dokunma sana sokulma ” derken Elif’i yakaladığı gibi bedenine çekmişti. Elif debelensede bir erkeğe gücü yetmiyordu.
“Isteğiyle doluyorum.”
“Ben sana ne diyorum. Sen bana ne yapıyorsun bırak beni.”
Demir burnunu Elif’in saçlarının arasında gezdirdi.”Bu koku bile farklı aklıma zararsın asi cadı.”
Git demek çok kolay. Direnmek zor. Bir kez düşersen yanarsın. Kurtuluşun yine ondadır. Elif tamda şu an bu duyguyla baş ediyordu.
Evet banada aynısı oluyor diyemiyordu. Bu yaklaşım kalp atışlarını hızlandırıyordu. Çırpınmayı bırakmıştı Elif.
“Yapma daha çok canımı yakıyorsun. “
“Benimde canım yanıyor.”
“O halde bizi neden yakıyorsun Demir.”
Demir’in buna verecek cevabı yoktu. Elif’e bunu anlatmak istemiyordu. Ama Elif ben o değilim demek için can atıyordu.
Usulca bıraktı kızı. “Özür dilerim ” diyerek arkasına bile bakmadan çıkıp gitti. Elif’in göz yaşlarından habersizdi.
💞
{♡}
Çantalarını sandalyeye bırakan kızlar sıkıntıyla oturdular.
“Elif sen kesin kafayı yedin. ” Sema esneyerek söyledi bunu.
Bahar ” Sen evden kaçta çıktın bakayım?” dedi.
Elif çayını yudumlarken “Yediye çeyrek vardı. He dolabınızdan arakladım bunları da.” üzerindekileri işaret ederek.
“Sorun değil. Dökül bizi bu saatte buraya neden çağırdın.” Şu an hala uyuyor olabilirdik umarım mantıklı bir açıklaman vardır.” Sema’nın hala çok uykusu vardı.
Elif olan biteni eksiksiz olarak anlattı. Tek başına aglamanın hiç bir şeyi çözmeyecegine kanaat getirdi. Aklına ilk gelen şey kızlardan akıl almaktı. Vermeye gelince çok vardı. Ama lazımsa sizde pek bulunmuyan bir şeydi bu akıl.
Sema ” Ne dedi ne dedi ? Sanada oluyormu mu dedi.” diye tekrar etti Elif’in sözlerini.
Gelen kahvaltıyı iştahla yedikten sonra gözü gönlü açılan Sema akıl verme kısmına geçmişti.
“Evet öyle dedi. “
Bahar “Kızım sana olan ona da oluyorsa bu tek bir şeydir.”
Sema atladı.” Demir sana aşık”diye.
“Bingo! Sema doğru söylüyor.”
“Ya adam bana aşık da, yaptığı ne ? Aşıksan aşıksındır. Tutarsın elinden bırakmazsın. Adam benden özür dileyip arkasına bile bakmadan gitti.”
“Adamda güven problemi var. Demekki yıllardır aşamamış.”dedi Sema.
“Hay ben o güvene ,peki nasıl olacak bu iş?”Elif çırpınıyordu resmen çıkar yol arıyordu kendine.
Sema “Olay basit önce aşkını ilan etmesi lazım. Öyle öpücem dokunucağımla olmaz bu iş, ben seni seviyorum kızım diyecek.”
Sema’nın ağzından duyarken bile bir kıpırtı olmuştu içinde Demir den duysa düşer kalırdı herhalde.
Elif kıkırdadı. ” Sema sıra sende sen bulunca akıl bizden sana bedava.”
“Aman kalsın istemez uğraşamam ben.”
Bahar “En eski yöntem kıskandırmak! Elinden kayıp gittiğini görürse belki sahip çıkar. Ben Hamza’yı öyle affettim. Kesin tutar.”
Elif ” Kiminle kıskandıracagız peki ?”
Sema “Yokmu senin okuldan falan iyi dostun arkadaşın ?Yada ne bileyim işte yerinde falan. “
“Malesef canım.”
Bahar “O zaman bizde hayali birini buluruz.”dedi.
“O nasıl oluyor tövbe estağfurullah ” Elif tırsmıştı.
“Yani biri varmış gibi konuşursan ve öyle hareket edersen, yani mesela onun yanında bir erkekle konuşursan ki biz ararız seni sonra buluşuyormuş görüşüyormuş gibi falan işte anlasana.”
“Vallahi bu en iyisi ” aferim kız Bahar, Hamza senin zihnini açtı. Sen bu konularda sıfırdın.
“Hamza, onunla randevum vardı benim saat kaç oldu.”
Sema saatine baktı ” On bir otuz ” dedi.
“İyi yarım saate kalkarım.”
“Şimdi anladın mı canım? Demir şirkete ne sıklıkla geliyor.”diye sordu Bahar.
“Genelde her gün uğruyor. Bir iki saat kadar kalıyor. Ama bugün akşama anca gelir. Belkide gelmez. “
Sema ” Seni görmek için gelecek görürsün ve hemen o esnada planı devreye sokuyorsun.”
“Elimden geleni yapacağım.”
{♡}
Bahar kapıdan içeri girdiğinde Hamza’yı çalışırken buldu.
“Karıcığım hoş geldin.”dedi. Ayaga kalkıp yanına vardı. Sarılıp yanağından öpücüğünü aldı.
“Ama bu kulağa çok hoş geliyor.”diyerek gülümsedi Bahar.
“Bilmem ben daha duyamadım. Duyunca karar verebilirim ancak.”Hamza o kelimeyi duymadan rahat edemeyecekti.
Bahar kulağına doğru uzandı. Fısıltıyla ” Seni seviyorum kocacığım “dedi.
Hamza gözlerini kapattı. Hayatında bundan daha güzel bir söz işitmemişti. Yıllarca beklemişti. Uğruna çok şey feda etmişti. Zaman, para en önemliside sabretmişti. Sabrının sonucunu çok istemişti. Hayal etmişti. Ama bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemişti.
Geri çekilip Hamza’ya baktı. Ne yapıyor bu adam diye düşündü.
“Hamza iyi misin ?”
Hamza gözlerini açmakla açmamak arasında kaldı. Açsa kaybolacak gibi hissetti bir an.
“Hayatım iyi misin?”Bahar Hamza’yı hafifce sarstı. Hamza gözlerini yavaşça açtı.
Usulca sokuldu. Kendine şaşkın bakan kadına. Onu kollarına aldı. Sıkıca sarıldı. Halinden hoşnut Bahar yinede şaşırmıştı.
“Öyle çok bekledimki bunu duymayı, bir an hayalle gerçek arasında kaldım.”
Ama Bahar bu adamı yüreğine sokardı. Oraya da kilit vururdu. Bir kadın bir erkeğe her gün yeniden aşık olabilir miydi?”
Bahar oluyordu. Hemde çılgınlar gibi.
“Ben çok şanslı biriyim. “
“Bir de bendeki şansı bilsen sen ” alnına bir buse bırakıp elini tuttu Hamza.
“Bu konuyu ömrümüzün geri kalanında her gece uzun uzun konuşacağız Bahar. Ama şimdi başka bir işimiz var.”
“Neymiş o iş ?”
“Bugün Elif’in doğum günü genelde böyle adetlerimiz yoktur. Elif sana ne dedi bilmiyorum ama seni bana getirdi. Bende ona çok istediği bir şey aldım.”
“Gerçekten mi Elif hiç söylemedi?”
“Doğum günü kutlamayı pek sevmeyen bir aileyiz çocuklar dışında pek hatırlanmaz. Aslında hatırlanır ama parti falan olmaz. İsteyen arkadaşı dostu ile kutlayabilir tabi.”
Heyecanla sordu Bahar.” Ne aldın peki ?”
Elinden çekerek çıkardı Hamza dışarı. Bahar hala soruyordu Hamza “Sürpriz”diyordu. Elif’in odasına girdiler.
İkiside odanın ortasına dikildi. Elif kaşlarını kaldırıp baktı.” Ne oluyor?” diye sordu.
“Canım kardeşim bugün senin doğum günün ya sana bir hediye aldık yengenle. ” Bahar gülümsedi.” Valla bende bilmiyorum ne aldık. Ama almışız”dedi.
“Abi hayırdır sen doğum günü falan? ” dedi Elif.
“Orasını kurcalama aldık işte, görmek istiyor musun hediyeni.”
Elif sevinçle “Tabiki istiyorum nerde hediyem ” sağına soluna baktı. Ama herhangi bir şey göremedi.
Boş olan kolunu gösterdi.” Gel buraya gidelim görmeye bende merak etmiyor değilim. “
İki kız da birbirine bakıp kaş göz işaretiyle anlaşmaya çalıştılar. Ama nafile olmadı. Çaresiz gelip abisinin kolunun altına girdi.
Hamza onları şirketin dışına çıkardı. Açık alana şirketin önüne kadar geldiler.
“Allah, Allah hani nerde “diye sordu Bahar.
“Abi sen benle kafamı buluyorsun? Burda ne varki?”
Hamza gözünü kısıp uzağa baktı. Tamda zamanında. Bir kuğu kadar beyazdı. Ve muhteşem görünüyordu.
Tam da önüne gelip durdu. Kızların ağzı açık kalmıştı. Elif ellerini yüzüne kapattı. Hamza onu gülümseyerek izliyordu.
Sonra yavaşça ellerini indirdi. “Ben doğrumu görürüyorum Bahar ? Bu bir LAMBURGHİNİ AVENTADOR mu ?”
“Canım ben anlamam ne görüyorsan o, ama bu mükemmel bir şey.”dedi Bahar.
Elif abi diye çığlık attı. Abisinin boynuna atıldı.
“Dur! Deli kıza bağlandın yine… “
“İnanmıyorum sen bana bu yavruyu mu aldın ?”
Tekrar sarıldı. Elif’in içi içine sığmıyordu. Aylardır söylüyordu. Hatta bir ara yavru köpek taklidi bile yapmıştım Ama karşılık bulamayınca artık susmuştu. Ama şimdi buradaydı.Ve onundu.
“Abi sen bir tanesin bir ” diyerek öptü abisini. Arabanın yanına gidip okşamaya başladı. “Canım benim sen bana mı geldin.” Arabayı sevme şekli güldürmüştü herkesi. Arabanın kapısı yukarı doğru açıldı. Sevinçten içinde kim var, kim getirdi ona bile bakmamıştı. Demir gözlerinin içi parlayarak çıktı. Elif’e anahtarı fırlattı. Anahtarı havada yakaladı Elif.
“Doğum günün kutlu olsun asi cadı. Kusura bakma senden önce ben kullandım.”
Gözlerini kısıp baktı Elif.” Önemi yok bir daha olmasın yeter.” sonra arabasına baktı.”Bu kız benim hayalim o yanlızca benim.”
“Bahar hadi kızım yollara akıyoruz.”
Bahar dünden hazırdı. Araba göz kamaştırıyordu. “Emrindeyim sevgili görümcem hostesin bile olurum.”
Hamza kahakahası bıraktı. Bu iki kadına ömrünü verirdi. Birbirlerini bu denli sevmeleri kesinlile planlanmış bir şey değildi.
Kızlar arabaya binip gaza bastılar. Elif’in çığlıkları hala kulaklarına geliyordu.
Hamza tebessüm etti. Demir de gülümsemişti.
“Sanırım evlenmeyi düşünüyorum ” Demir bunu bilinçli söylemişti.
“Bencede evlenmelisin kadınlar olmadan olmuyor da, hayırdır Demir bey sen yeminli degil miydin ?”
“Seni böyle ağzın kulaklarında görünce heves ettim.”
“Nasip Demir bence doğru kadını bulabilirsin.”
Demir durgunlaştı. Eskiye gitmişti aklı. Sıkıntıyla ‘off’ dedi.
“Doğru kadın nasıl anlaşılır Hamza ?”
“Doğru kadın anlaşılmaz. Yaşanır, yaşatır hissettirir.”
“Sorun da orda sanırım. Yeniden yanılmak kaldıramayacağım bir şey.”
“Eskiyi boşver. Onlar geçmişte kaldı. Önüne bak artık. Eminim şanslı birileri vardır.”
Demir içinden’ kardeşin olduğunu duysan büyük ihtimalle ağzımı burnumu kırardın’diye geçirdi.
“Kader arkadaşım kader bilinmez.” Diye yanıtladı Demir. Ama aklı fikri Elif’teydi. Elif’e karşı boş olmadığını anladığından buyana yanına bir kadını yaklaştırmamıştı. Yakıştırmamıştı.
{♡}
Düğün hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyordu. Tamı tamına bir hafta kalmıştı. Bahar mı daha heyecanlı yoksa Hamza mı karar verememişlerdi. Bahar genç bir kızdı. Ve evlilik kelimesi bile heyacanlandırıyordu. Hamza ise Bahar’a kavuşacak olma gerçeğiyle mutluluktan bastığı yeri görmüyordu.
Yaşam alanlarını Hamza’nın ailesinin hemen yanında olan, Bahri beyin her çocuğu için bir tane yaptırdığı lüks villa olarak kararlaştırılmıştı. Bahar birazdan evini görmeye gidecekti. Ordanda müstakbel kayınvalidesine gidecek olması biraz gerilmesine neden olmuştu.
Her şey bir yana aklının en büyük köşesinde hala o, vardı. Kerem onun yarasıydı. Geçmeyecekti. Bahar’ın içinde bir yerde hep kalacaktı. Dile getirmek istemiyor olsada dervişin fikri neyse zikri de odur misali dilinin ucunda duruyordu. Bir gün, gün ışığına tekrar çıkacaktı.
Onu görmek istiyordu. Kızmak, bağırmak yıllarca yaşadığı acıları Kerem’in yüzüne kusmak istiyordu.
Şimdi onun olduğu eve adım atarak çok farklı duygulara misafir oluyordu Bahar.
Evin kapısından içeri girdiğinde büyülenmiş gibi bakakaldı. Çok büyük bir evdi. Ve lüksün her şekli mevcuddu. Eşyalar bile mükemmeldi. Özenle yerleştirilmişti. Renk uyumları tam Bahar’ın sevdiği gibiydi. Beyaza kahve tonları serpilmişti. Perdeler halılar.
“Dur biraz sen benim bu renkleri sevdiğimi nerden biliyorsun ben hiç söylediğimi hatırlamıyorum.”
Hamza başını kaşıdı ” Ee şey canım ben önceden biliyordum. Çok önceden”diyebildi.
“Neden şaşırıyorum ki karşımda deli bozuk bir aşık var.”
“AA karıcım haksızlık ediyorsun. Hem deli bozuk nedir.” Değişik gelmişti bu söz Hamza’ya.
Bahar kahkaha attı. “Bilmem öyle aklıma geldi.”
Yukarı kata çıkıp her odayı ayrı ayrı dolaştılar. Ömer’in odasına bayılmıştı Bahar.
“Eğer hani olurya kavga falan edersek ben gelip Ömer’in odasında yatabilirim. Hamza bu nasıl güzel bir oda bayıldım.”
Hamza kaşlarını çattı. Hiç hoşuna gitmemişti bu fikir.
Elinden tutup cekistirdi. “Sen yatacağın tek oda burası güzel bayan.” Yataktan odalarının kapısına getirip açtı kapıyı.
Işıl ışıl parlayan odaya baktı Baharm Burası mükemmeldi. Kreme bulanmış oda göz kamaştırıyordu. Yatağın başından inen cibinlik harikaydı.
İçeri adım atıp mobilyalara dokundu. Gözlerini odanın her yerinde gezdirdi. Yatak örtüsünün taşları ışıldıyordu.
Kendisini topladı. Aptal aptal bakmıştı resmen biraz utanmıştı Hamza dan.
“Yinede tartışma falan çıkarsa Ömer’in ki müsait.”dedi.
Hamza kahakaha attı.
“Ne gülüyorsun sen ?”
Hamza, Bahar’ı kollarının arasına alıp sıkıca sarıldı. Başına bir buse bıraktı.
“Sevgili karıcım oğlumun annesi ve doğacak kızlarımın annesi olarak ömür boyu bu yatağa ve benim kollarıma mahkumsun. Düğün gününden sonra sensiz bir sabaha asla uyanmak istemiyorum. “
{♡}
Akşam olmuştu evi gezerken. Ve şimdiki adres evin hemen sağ tarafındaki evdeydi. Yürüyerek dolaştılar kapıya.
Elleri titreyen Bahar’ın gergin olduğunu anlıyordu Hamza.
Yolun yarısında durdurup sevdiği kadının korku dolu gözlerine baktı.
“Kraliçem, sakin ol! Buraya kadar geldik. Neleri aştık. Annem babam senin için deli oluyor. Onlardan korkma sevgini esirgeme…Kerem’i de düşünme artık. Olmuşa çare yok Bahar’ım. Bugünü yaşamak zorundayız.”
Ellerini dudaklarına götürüp öptü. “İyi misin şimdi ?”
Bahar zoraki bir tebessüm ederek “Daha iyiyim teşekkür ederim.”dedi.
“Bana teşekkür etme Bahar her şey senin için. Hem ayrıca kalabalık ev bugün. “
“Neden kim var .?”
“Demir ve ailesi yemeğe davetli. Bence güzel vakit geçireceksin. Demir’in annesi ve kız kardeşi çok sevecen insanlardır.”
“Hadi görelim o zaman.”
Beraber içeri girdiklerinde Safiye hanım ve Bahri beyin gözleri gülüyordu. Bahri bey elini bu sefer vermişti. Nihal hala soğuktu. Bahar’a göre de hep öyle kalacaktı. Elif kimseye belli etmese de Bahar görüyordu. Elif oldukça gergindi. Ama pekte bir şık giyinmişti.
Çok sıcak bir evdi. Sohbet muhabbet derken Bahar rahatlamıştı. Onun bu evdeki varlığını bile unutmuştu. Çünkü bu evde herkes onun varlığını unutmuştu.
Zilin yüksek çıkan sesiyle Elif irkildi. Ve Bahar’la göz göze geldi. Önden büyükler ayaga kalkarken arkadan Bahar ve Elif ilerledi. Misafir kapıda karşılanırmış Bahri beyin bir kuralını daha öğrenmişti Bahar. Öyle zengin ailelerin salonda misafir beklediği gibi olmuyormuş bu evde.
“Sakin olsana kızım kaynanasının evine ilk kez gelen benim sendeki hale bak.”diyerek hem uyarı hemde rahatlatmak istemişti Bahar.
“Bahar vallahi bilmiyorum ben neden böyle oldum. Ama acayip tedirginim.”Elif elini kolunu sabit tutamıyordu.
“Hmm belli ne de güzel olmuşsun. Yakışmış yeşil renk sana makyajda harika. Kayınvalidene kendini beğendirmek zor olmayacak. “
Elif kaşlarını çattı.” Ne kayınvalidesi ne beğendirmesi.”
“Sus kızım sus görücüye çıkıyor gibisin.” Bahar gülümsedi. Hamza ile göz göze geldi. Hamza onun güldüğünü görünce çok rahatlamıştı. Göz kırparak önüne döndü.
“Bahar ” diye çıkışan Elif sözünü uzatmadım Çünkü misafirler içeri giriş yapmıştı.
Demir’in annesi Selma hanım kız kardeşi İpek’e sarılmışlardı. Babasına uzaktan hoşgeldin edilmişti. Bahar da onlara uyarak öyle yapmıştı. Son olarak Demir giriş yapmıştı. Oldukça şık görünüyordu. Sanırım tek heyecanlı kişi Elif değildi.
Elindeki çiçeği Elif’e uzattı Demir. Hamza, Bahar, Demir ve Elif kalmıştı kapıda.
Elif çiçeği teşekkür ederek aldı. Gözlerini kaçırmıştı.
Bahar “Hayır ortaklık yemeği olduğunu bilmesem kız istemeye geldin diyeceğim Demir bu ne şıklık bune zarafet.”
Hamza’nın gözleri parladı birden.”Ne “dedi.
Bahar koluna girip “Şaka yapıyorum adamım şaka.”dedi. Ama ortaya pimi çekilmiş bomba koymuştu resmen.
Demir “Sevgili karın çok şakacı Hamza.” dedi. Niyeti Elif’i zan altından kurtarmaktı. Ama Elif tabiki bunu yanlış anlamıştı.
“Allah korusun yengeciğim beni böyle birine mi yakıştırıyorsun.”demesiyle Demir’in öldürücü bakışlarına maruz kalınca “Hadi buyrun geçelim.” diyerek salona girdi. Ardından da Demir.
Hamza Bahar’a döndü.”Kraliçem bana bir şey söyle ?”
“Ne söyleyim aşkı kralım.” Hamza ne diyeceğini unutmuştu. Çünkü Bahar bunu bilerek yapmıştı. Bir de sevimli sevimli bakıp yüreğine kadar inince adam ne yapsın daha.
Güç bela toplanıp sordu Hamza “Sevgili kraliçem bu ikisinin arasında ne var?”diye sordu.
Bahar sağa sola baktı. Kaçacak bir şey bulsa iyi olurdu. Sanırım abi olunca sevimli kadın pozları pek işe yaramıyordu.
Bacaklarına dolanan kollarla aşağı baktı. İşte kurtuluş bileti gelmişti. Egilip Ömer’i kucağına aldı.
“Paşam yarım saatir burdayım sen neredesin?” diyerek öptü.
Ömer tatlı bakışlarını Bahar’a dikip ” Senin için hazırlanıyordum.”dedi.
Hamza yarım kalan konuşmayı askıya aldı. Ama unutacak değildi. Eğer Bahar unutacak sanıyorsa aşırı derecede yanılıyordu.
“Bak sen babaya sarılmak yok mu. Hem sen benim için hiç hazırlanmamıştın. Bozuluyorum Ömer”dedi.
Ömer tek kolunu Bahar’ın omzuna attım” Geç bunları babacığım sende benim için hiç hazırlanmadın. O parfümleri benim için mi sıkıyordun ?”
Hamza gözlerini devirirken Bahar küçük bir kahakaha attı. “Satıldın Hamza Haznedar sana geçmiş olsun ” diyip Ömer kucağında salona girdi.
Hamza’nın da çok umrundaydı zaten. O babaydı. İllaki sevilirdi. Önemli olan Bahar ve Ömer’in birbirini sevmesiydi. Bu da gerçeğe doğru yol almıştım Hamza daha ne isterdi.
Arkalarından oda salona geçti. Her kes yerini almış sohbet ediyordu. Bu gece bir gözü Bahar da olacaksa diğer gözü Demir ve Elif’te olacaktı.
Demir’i ne kadar tanıyıp sevsede o bir abiydi. İçinde kaynayan bir kazan vardı artık. Ateşi Bahar yakmıştı. Suyu kim kaynatacaktı bakalım.
{♡}
Yemek çok güzel geçmişti. Ömer Bahar’ın yanından bir an bile ayrılmıyordu. Bu tablo en çok Safiye hanıma dokunmuştu. Ne kadar anne yokluğunu hissetirmemeye çalışmış olsada bugün görüyorduki. Ömer’in bir anneye çok ihtiyacı varmış.
Bahar ona elleriyle yemek yedirmişti. Bu Bahar’ın içinde ki annelik duygusunu dışarı çıkarmıştı. Ve Bahar’ın zannetiginden daha keyifliydi. Hiç sevmediği domates çorbasını dahi içmişti Ömer. Ve masadaki herkes şaşkın gözlerle bakmıştı.
Bahar’ın ne oldu ? Sorusuna Elif ” Ömer domates çorbasını sevmez ilk defa içiyor”Sözüne Ömer’e bakmıştı.
“Sevmiyor musun Ömer? ” dedi Bahar.
“Artık seviyorum çok güzelmiş” Demesiyle Safiye hanımın gözünden bir kaç damla yaş dökülmüştü.
Hamza’nın dahi gözleri dolmuştu. Bahar, Hamza’ya sunulan en güzel hediyeydi. Her fırsatta yaptığı gibi Rabbine şükür etti.
Yemeğin sonunda Bahar’ı öperek odasına çıktı Ömer.
Hamza’nın gözü Demir ve Elif’in üzerinden bir an olsun ayrılmıyordu. Birbirlerine bakışlarını yakalıyordu Hamza.
Elif eliyle yaptığı kahveleri dağıttı. Demir’e uzattı son kahveyi Demir fısıltılı bir sesle “tuz koymadın inşAllah ” dedi.
“Yok sana özel zehir yaptırdım. Onu koydum içine “dedi.
Demir’in dudaklarını yukarı kıvrıldı. “Olur sıkıntı yok onuda içerim.” Dedi.
Elif gözlerini devirdi. “Zıkkım iç ” diyerek ayrıldı. Yerine geçip oturdu.
“Bir kızım kaldı Selma Hanım elimde o da kuş olup uçarsa yanlız kalacağım.” dedi Safiye hanım.
“MaşAllah kızına Safiye tüm Bursa peşinde nereye gitsem Elif’i söylüyorlar.”dedi Selma hanım.
Kahve Demir’in boğazında kalınca suyuna uzandı. Biraz dikkat çekmişti. Ama en çok Hamza’nın dikkatini çekmişti.
“Helal çocuğum helal.”dedi Safiye hanım.
Elif’in içi kaynıyordu. Gülmemek için kendini sıktı. “Oh olsun sana ” dedi içinden.
Konuşmalarına geri döndü hanımlar.
Safiye hanım “Nasip Selma bakalım. İsteyen çok ama kızım evlenmek istemiyor. Yada gönlüne göre birini bulursa ancak öyle olacak gibi yoksa bu gidişle evde kalır.”
Elif annesinden mesajı almıştı. Bu sefer sırıtan Demir oldu.
“Anne lütfen.” dedi Elif. Başka şeyler de diyecekti ama ortam müsait değildi.”Öldür beni anne gömdün zaten.” diye geçirdi içinden.
Kızına göz attı Safiye hanım sus der gibi. Selma Hanım ” Safiye bir tanede bende var. ” Hah sıra Demir’e gelmişti.
“Vallahi benim duyduğuma görede Bursa’nın kızları senin peşindeymiş Demir oğlum. Yokmu hiç beğendiğin.”diye sordu Safiye hanım.
Allah’tan babalar dışarıda çardakta oturuyorlardı. Bahar ve Hamza da Ömer’in yanına çıkmışlardı. Bu konuşmayı duyan sadece İpek’ti.
Elif bir an bozuldu. Ama belli etmedi.
“Aslında var bir tane ama benden hiç hoşlanmıyor. “
Bunu duyan Selma ve İpek konuşmaya başladı. “A kimmiş abicim ben tanırım yaparım aranızı.”
“Oğlum bunu şimdi mi söylüyorsun?”
Safiye hanım “hadi hayırlısı olur inşAllah ” dedi.
Hep bir ağızdan amin derlerken Demir duyuyordu. Elif’in sesini “Allah korusun” dediğini.
Dört amine bir Allah korusun bakalım ne olacak diye geçirdi Demir içinden.
{♡}
“Ne kadar masum bir şey ne kadar huzurlu uyuyor baksana “Baha’ ın gözlerini Ömer den alıp kocasına baktı.
Hamza da Ömer’in huzurlu uykusunu izliyordu. Bahar kollarını Hamza’ya sardı.
“Onu seninle her gün başka görüyorum Bahar sen bu iki adama çok şey veriyorsun.”
“Siz de bana kaybettiğim huzuru veriyorsunuz.”
Işığı kısıp çıktılar. Bahar odaların kapılarına göz attı. Çoğu kapalıydı. Merak her yanını sarmıştı.
Tabiki Hamza’nın bunu fark etmemesi olanaksızdı.
“O bu katta kalmıyor. En üstte çatı katında kendine ait bir diresi var. ” dedi Hamza.
Bahar boş gözlerle etrafı inceledi.”Neden kendinden vazgeçti. Tüm ailesini kaybeden ben ama vazgeçen o.”
“Bilmiyorum Bahar, inan bende çok merak ediyorum. Ama bilmiyorum. Onun için üzülüyorum.”
Olay buydu. Kimi gidenlere kimi kalanlara Hamza da Bahar da yaralıydı. Elif’in sözü geldi aklına. “Ailen giderken bize seni ve bir enkazı bıraktı.”
Teselli bulmak yerine şu an vermeyi seçti. Ve uzanıp Hamza’nın dudaklarından bir öpücük çaldı.
“Hadi inelim artık ayıp olmasın ” diyerek önden indi.
“Sana bu kaçamak öpüşlerin hesabını ağır soracağım kaç sen ” diyen Hamza’ya uzaktan birde öpücük yolladı. “Bekliyorum ” dedi.
{♡}
Misafirler ayrılınca Bahar da evdekilerle vedalaştı. Safiye hanım Bahar’a çıkarken bir kutu uzattı. “Bu senin güzel kızım ” dedi.
Bahar kutuyu açıp bakınca yine şok olmuş gözlerini dikti Safiye hanıma “ama efendim hiç gerek yoktu “dedi. Kutunun içindeki pırlanta set çok şıktı.
“Sen bugün bizi dünyaları verdin. Hem oğlumun hem öksüz torunumun yüzüne mutluluk getirdin bunlar sana az bile.”
Bahar mahcup olmuştu. Böyle bir konuşma beklemiyordu.”Ben ben bir şey yapmadım.”
Bahri bey “Sen ne yaptığını bilsen o kutudan üç beş tane daha isterdin kızım “diyince gülüşmeler oldu.
“Teşekkür ederim efendim “diyerek sarıldı Safiye hanıma. Bu sarılış bir anneye özlem doluydu. Safiye hanım dan gelen anne kokusu Bahar’ın ciğerlerini bayram yerine çevirmişti. Gözlerini kapattı. Bir an annesi gibi hissetti. Ağlamak istemiyordu. O yüzden geri çekildi. Ama o kokuyu özlemişti şimdiden.
“Bir dahaki sefere bize anne baba dersen bizi mutlu edersin . Belki annen baban olamayız, ama yerine koysan bize kafi ” dedi Safiye hanım.
Hamza, Bahar’ın ağladı ağlayacak yüzüne bakınca.
“Anacım ne zaman isterse o zaman söyler biz gidelim artık.” Diyerek Bahar’ı dışarı çıkardı. Temiz havayı içine çekti Bahar.
Tam zamanında konuya girmişti Hamza. Yoksa ağlaması an meselesi olmuştu.
“Gidelim mi kraliçem? “
Sadece başını salladı Bahar. Sesi düzelmiş değildi. Bunu boğazına oturan yumrudan hissedebiliyordu.
Hamza sarılıp başından öptü. Onu üzgün görmek istemiyordu.” Sen iste herşeyi önüne sevdigim ama ağlama sevdiğim ağlama.”
Bahar tuttuğu hıçırıklarını serbest bıraktı. “Annende, annemin kokusu vardı. Annemi çok özledim Hamza.”
💞
{♡}
İçindeki acı tükenmezdi. Ama rahatlayana kadar ağlamasına müsade etti. Ağlamasına dayanamıyordu ama yapacak bir şey de yoktu. Sadece sarıldı. Güven ve huzur doluydu Bahar. Ama özlem bugün daha bir kendini göstermişti.
Son iç çekişleriyle ayrıldı Hamza dan. Elleriyle gözlerini sildi. Derin bir nefes aldı. Şimdi daha iyiydi. Ağlamak belki hiç bir şeyi çözmüyordu. Ama rahatlamaya birebirdi.
Egilip alnından öptü karısını “İyi misin şimdi? ” diye sordu.
Çatallaşmış sesiyle “daha iyiyim ” dedi Bahar.
“O zaman biraz dolaşalım. Keyfin yerine gelsin yoksa seni bu halde bırakamam.”
“Tamam.”
{♡}
Arabayı park edip dışarı çıktılar. Meşhur tepelerine gelmişlerdi. Herşeyin güzel başladığı yere. Hamza yine Bahar göğsüne yasladı.
“Ömer seni çok seviyor.”diye girdi konuşmaya. Baharın yüzü güldü.”Bende onu çok seviyorum.”
“Bu benim için ne kadar önemliydi bilemezsin.”
“Daha önce bana deselerdi. “Çocuklu bir adamla evleneceksin güler geçerdim. Malum toplumda böyle şeyler garip görünüyor.”
“Kötü mü hissettiriyor bu?”
“Başkalarını bilemem ama ben hiç şikayetçi değilim. Aksine bugün kendimi anne gibi hissettim ve annelik harika bir şeymiş.”
Eğilip boyun çukuruna sokuldu Hamza.”Buna sevindim.”
“Şimdi daha iyi misin ?”
Bahar yerinde kıpırdandı. Daha bir sokuldu. Ve sarmalandı. “Hemde nasıl.”
Hamza dudaklarını saçlarında gezdirdi.”Hmm o zaman yarım kalan konuşmamızı tamamlayabiliriz.”
“Hangi konuşma ?” Bahar hatırlayamadı.
Hamza’nın rahat durmaya hiç niyeti yoktu. Ve bu yolla işkence ederekte olsa konuşturacaktı.
“Demir ve Elif ” dedi sadece.
Bahar kafasına tavayla vurulmuş gibi oldu. Beyninde bir dank sesi oluştu. Kıvır Bahar kıvırabildigin kadar kızım. Kendine komut veriyordu.
“Sadece şakaydı. Neden bu kadar büyüttün.”
Bahar’ın konuşmaya niyeti yoktu anlaşılan. Hamza tek elini Bahar’ın göğsüne çıkardı. Bahar’ın bir an aklı başından gitti.
“Karıcığım şu an herhangi bir günah işlemiyorum. Helalin olarak herşeye izinliyim. Ve rahat durmak gibi bir niyetimde yok.Tekrar soruyorum Demir ve Elif arasında ne var?”
Bahar’ın da pes etmeye niyeti yoktu.Heyacan ve inadın birbirine karıştığı duyguyu atmak istedi üzerinden.
“Ne olabilirki sadece sen yakıştırdın. Nerden çıkardın aralarında bir şey olduğunu.”
Hamza elinin altında olan göğsü sıktı. İşte bu olmamıştı. Bahar irkildi. Ve irkildikçe daha bir sokuldu kocasına.
“Hamza senin bu yaptığına ne derler.”
“Adam karısını seviyor derler, söyle hadi.”
Dudakları boş durmuyor. Bahar’ın boynunda, alnında, saçlarında geziyordu.
“Bence sen kendine eziyet ediyorsun şu an söyleyecek bir seyim yok.”
Hamza diğer elini göbeğinden aşağı doğru indirdi.
“Sen beni boşver. Ben alışkınım sensizliğe, ama sen ne kadar dayanırsın?”
Elinin ilerlediği yer. Ahh çok utanç vericiydi. Bahar aniden çıkmak istedi o kollardan. Öne doğru bir adım attı. Ve yakalandı. “Dur bakalım kara sevdam daha yeni başladık.”
“Saçmalama lütfen kes şunu…”
Hamza hem öpüyor. Hemde elleriyle keşfe çıkıyordu. Bahar’ın nefesi kesildi. Hem ağzından her an bir şey kaçabilir korkusu hemde bilmediği bu heyacan duygusu aklını kullanmasına engel oluyordu.
Elleri aşağıya bacaklarına dolandı. Diğer eliyle de Bahar’ın göğsüne baskı yapıyordu.
İyiki pantolon giymişim diye kendini alkışladı Bahar.
“Sen delirdin kesin, aklını oynattın sonunda.” Zar zor konuşuyordu.
“Bu bilinen bir şey bana bilmediğim şeyleri anlat!…”
Kızı konuşturacagım diye cidden zıvanadan çıkmıştı. Ve cidden kendine işkence ediyordu. Biraz daha dayanırsa bu oyunu Bahar kazanacaktı. Ama Hamza bunu istemiyordu.
Kız elinin altında yaprak gibi titriyordu. Heyecandan çıkardığı sesler Hamza’nın kanını kaynatıyordu.
Son bir hamle ya konuşacak yada konuşacaktı.
“Hamza lütfen yapma!”
Bahar’ı hızla kendine çevirdi. Dudaklarına yapışmadan hemen önce “Anlat yoksa daha farklı yöntemlerim var.” dedi.
Tensel uyumun verdiği hazla öptü karısını. Bahar da karşılık verdi. Bahar bu oyunu kazanacaktı. Başka yolu yoktu. Arkadaşını satacak değildi. Dişe diş göze göz.
Kollarını kocasının boynuna doladı. Tüm bedeniyle karşılık verdi. Kendini kocasına iyice yasladı. Hamza’nın elleri Bahar’ın sırtında geziniyordu.
Son olarak elini kalçasına indirince Bahar irkildi. Bunu yapmayacaktı. Burdan sonrası tehlike içeriyordu. Ve o sularda yüzecek cesaret yoktu.
Belki biraz ucundan çarpıtabilirim diye düşündü.”Ya söyle yada burdan sonrası evimizde son bulur.”
Tekrar dudaklarına doğru yola çıktığında Bahar “Dur tamam.” dedi.
Hah gelde dur şimdi Hamza sen hak ettin. İçinden kendine bildiği tüm küfürleri sayarak zorla geri çekildi.
“Ne acayip adamsın seçe seçe bu yolumu seçtin. Yan şimdi benden avucunu yalarsın ancak.”
Hamza’nın zaten aklı başında değildi. Uçup gitmişti. Bir an keşke bir şey demese diye bile düşünmüştü.
“Boşver hadi evimize gidelim biz.” Bahar iki elini beline yerleştirdi. Kızgın gözlerini dikip “oldu canım başka kendin kaşındın bir yere gitmiyoruz “dedi.
Hamza iki kolunu göğsünde bağladı. Suratı sirke satıyordu.”Bir dakikan var. Yoksa adresi biliyorsun.” Dedi.
Bahar gözlerini devirdi. “Ne bilmek istiyorsun?”
“Ne varsa onu… “
Çaresiz nefes verdi Bahar.” İkisinin arasında bir şey var. Ama adı nedir nereye gider bilemem.”
“Bahar süren azalıyor. Şunu düzgün anlat…”
“Aralarında bir çekim olduğu doğru. Ama Elif Demir’e güvenmiyor. Demir de Elif’e karşı herhangi bir girişimde bulunmuyor.”
“Bahar “dedi Hamza. Sıkılmaya başlamıştı Hamza.
“Ne Bahar ne arkadaşımı sana satacak değilim bundan başka bir şey bilmiyorum ben.”
Arkasını dündü. Bir süre sessizlik oldu aralarında. Hamza onu kendine doğru çekti. Kollarını Bahar’a doladı.
“Senin arkadaşın benim kardeşim. Sence ben ona kötü bir şey yapabilir miyim?”
Hamza haklıydı. Ama Bahar da haklıydı.
“Elif’e sor o zaman.”
“Hayır bu konularda yüz göz olmak istemiyorum. Zaten abi olarak yeterince gerginim. Ben senden duymak istiyorum.”
Pes eden Bahar Hamza’ya döndü.”Tek şartla anlatırım kabul ettin ettin. Yoksa sana eziyetlerin en alasını yaparım.”dedi.
“Ee ne yapabilirsin hadi söyle önce bileyim. “
Bahar hınzır bir gülüşle baktı.”Yani bilemiyorum. Düğün günü rahatsız olabilirim. Aksi olabilirim. ” daha devam edecekti. Hamza “Tamam kabul ediyorum şartını ” diyene kadar. Sonra gülüşü yüzüne yayıldı.
“Hadi söyle neymiş.”
“Elif’e kızmak bağırmak yok. Elinden gelirse yardım edeceksin. Bu işe taş koymakta yok. Uzak duracaksın. Koskoca insanlar kendi yollarını bulabilirler.”
Hamza kahakaha attı.”Bu muydu istediğin. Sen ne zannettin beni, ben aşktan anlamıyor muyum. Sevenin ne hissettiğini bilmiyor muyum?”
“Olabilir ama sen bir abisin bunları bir aşık olarak değil abi olarak değerlendir.”
“Tamam kabul ediyorum öyle olsun. Hadi artık”
“İkisi de birbirini seviyor. Ama güven eksikliği var. Demir kadınlara, Elif Demir’e güvenmiyor.”
“Üzüldüm ” dedi Hamza. Bahar kaşlarını havaya kaldırdı.
“Ne yaptın ” şaşırmıştı doğrusu.
“Elif adına üzüldüm. Demir kadınlara gerçekten güvenmiyor. Elif üzülecek.
“Ama güvenmeyi öğrenebilir.”
Bahar Hamza’ya göz kırptı.”Sence öğrenemez mi?”
“Ne var senin aklında?”
Bahar esnedi. Uykusu gelmişti..Uzun ve yorucu bir gün olmuştu.” Canım valla şu an yatak yorgan ” dedi.
“Bak ne yapacaksan abartma lütfen öyle baş başa bir yerlere falan göndereyim. Yok öptüreyim. Koklatayım belki aklı başına gelir diye bir şey yapma lütfen.”
“Bak ya sen beni öperken koklarken bir şey olmuyordu ama…”
“Bahar benim ben kocan biz evleniyoruz. Demir’i bu konuda benimle kıyaslama onun nasıl bir kadın avcısı olduğunu bilmiyorsun.”
“O zaman kocam değildin. Şimdi kocamsın. Ve kocacığım sen bana bu işte yardım edeceksin.”
“Kocacığım diyen ağzını yerim kadın senin.” Tam tutacağı esnada Bahar geri çekildi.” Hadi canım beni eve götür. Başka bahara inşAllah.”
Hamza ellerini havaya kaldırarak “Allahım aklıma mukayyet ol ” diye dua etti.
“İyi peki ne yapacağım ?”
Arabaya binerken sordu bunu.” Bize yakışıklı bir jön bulacaksın.” Hamza olduğu yerde kaldı. “Aklını başından alırım senin bir tanesi bitti ikincisimi kaldı. Unut bunu Bahar.”
Hamza arabayı çalıştırdı. Yola çıktığında “Canım sadece bir süre rol yapacak Demir’in aklını başına alması için.”
“Olmaz Bahar hayatta olmaz! “
“Ha iyi yani kardeşin üzülsün dursun. Sevdiğine kavuşamasın.”
“Tek yol bu değil bu işi bana bırak. Ve arkana yaslanıp izle. Unutma sevdiğim aşkta oyun benim işim.”
Bahar arkasına usulca yaslandı.”Ona ne şüphe Hamza Haznedar ona şüphe.”dedi.
{♡}
Toplantı salonunda toplanmışlardı. Son yapılan site inşaatının taslaklarını inceliyorlardı. İki mimar da onlara eşlik ediyordu. Ne nerde nasıl olacak nasıl olmalı mimarlar anlatıyorlardı. Demir, Hamza ve Elif dikkatle dinlediler.
Elif ” beğenmedim ” dedi.
Masadaki herkes Elif’e döndü. Genç mimarlardan biri ” Elif hanım hangi kısmı beğenmediğiniz değiştirebiliriz.”dedi.
“Hiç bir kısmını beğenmedim. Bir kere o kadar küçük havuz ve bahçe olmaz. Çok daire yapacağız diye yaşam alanını kısıtlıyorsunuz. Bu evlerde aileler yaşayacak. Bir çokta çocuk. Hani park nerde. Hem odaların dizaynı da olmamış. Bir evi erkek alabilir. Ama ev kadının olur. Odaların şekli ve boyutunu iyi ayarlayın. Biraz da kadınlara hitap edin lutfen.” Diye konuşmasını tamamladı.
Sesizce dinleyen Demir ve Hamza Elif hak vermişti.
Demir “Elif doğru söylüyor. Sonuçta evi alacak erkekse bile karısı olmadan beğenip almaya bile gelmiyor. “
İki mimar da mahcup olmuştu. Onlar bu kısımları hiç düşünmemişlerdi.
Elif ” Beyler size lazım olan şey bayan bir mimar zihinlerinizi birleştirip çok güzel işler çıkarabilirsiniz.”
Hamza kardeşiyle gurur duymuştu. Akıllıydı güzeldi. Demir’e baktı. “Aslında iyi bir ikili olabilirler “diye geçirdi içinden.
Toplantı bitmişti. Şu an Hamza ortaya bomba koymak için saniyeleri sayıyordu.
Elif “Benim çıkmam gerekiyor. Şantiyeye geçeceğim. Ordanda Bahar’la gelinlik provasına.”dedi. Abisine hitaben, Demir’in yüzüne bile bakmıyordu.
“Tamam bacım ” Demir de dosyalarını toplamaya başladı. “Bende çıkayım holdinge uğrayayım. Sonra işlerim var.
“Tamam Demir.”
Demir ve Elif kapıya doğru yürüdüler. Çıkmalarına bir adım kala “Elif unutmadan sana söyleyeyim.” Dedi.
Demir de durmuştu. Hamza’ya döndüler.
“Nedir abi?”
“Bugün bir arkadaşım aradı. Seni görmüş çok beğenmiş. Tanışmak istiyormuş. Ama bizde öyle şeyler olmayacağını söyledim.”
Elif’in kalbi korkuyla attı bir an ve şaşırmıştı. Hamza bu konulara pek girmezdi.
“E iyi demişsin abim bana laf kalmamış.”dedi Elif. Diğer yandan Demir ‘n beyninde şu cümle dönüyordu.”Görmüş ve beğenmiş.” Dişlerini sıktı Demir. Bu his dayanılacak gibi değildi.
“Ama direk eve ailesi ile gelip istemesini söyledim. Abi olarak bana saygı duymuş Sormuş. Zaten benimde çok sevdiğim biri çok iyi bir aile on değil yüz numara bir genç bence görünce beğeneceksin.” dedi Hamza.
“Yok artık! Neden yaptın bunu abi bana neden sormadın.”
“Değerlendir istedim. Sonuçta yıllardır kalbin ve hayatın boş, öyle degilmi?” Hamza gözlerini ikilinin üzerinde gezdirdi. Demir’in suratı tamamen gerilmisti.
“İki gün sonra gelecekler büyük ihtimalle ama sen anneme bir şey söyleme belki düğüne de gelebilirler telaş yapmasın şimdi.”
“Ben çıkıyorum size kolay gelsin.” Demir arkasına bile bakmadan sinirli suratıyla hızla çıktı odadan.
“Olur söylemem “dedi Elif. Ve ardından Demir’in aksine yavaş adımlarla çıktı.
“Ne istemesi ya…Bir bu eksikti ah abi nasıl yaparsın bunu bana “hem söyleniyordu. Hemde odasına varmıştı. Çantasını alıp yine ağır adımlarla beyaz kızına binip gaza bastı.
Aklı abisinin dediği şeylerle meşguldu. Bahar’ı aradı.
“Söye cicim ” Bahar neşe ile karşıladı.
“Bahar abim bana görücü bulmuş.”
“Ne görücü mü ?”
“Evet hemde direk istemeye geliyorlar ve bunu Demir’in yanında söyledi. Demir deli fişek gibi çıktı gitti. Ah abim ya bana sormadan neler yapıyor Bahar abime söyle ben evlenmem vazgeçsin bu sevdadan.”
Bahar telefonun diğer tarafında dudaklarını ısırdı. Gülmemek için.
“Kimmiş belki kafana göre biridir Elif ömrünün sonuna kadar Demir’i bekleyecek değilsin ya.”
“Of Bahar ne saçmalıyorsun kızım sen beklerim beklemem. Evlenmem mi gerekiyor? “
“Tabiki hayır bebeğim korkma hallederiz.”
“Ben şimdi şantiyeye geçeceğim. Bir buçuk saat sonra seni almaya gelirim.Gideriz provaya.”
“Tamam.”
Telefonu kapattı. Gözünü yoldan bir an ayırmıyordu. Çok hızlı sayılmazdı. Ama aniden oto yolda önüne kıvıran araba ile frene bastı. Gözlerini kapatmıştı. Arabanın kime ait olduğunu görmemişti. Araba durunca gözlerini açtı. Etrafına bakındı. “Çok şükür Allahım .”diyebildi.
Önündeki arabaya baktı. “Pislik herif “kapısını açıp çıktı Demir. Ve aynı hızla Elif’e doğru geliyordu. Yüzü de anlaşıldığı kadarıylada hiç normal görünmüyordu.
Elif kemerini çözüp çıktığında burun buruna geldiler.
İki elini Demir’in göğsüne koyarak itti. “Manyak mısın be ne yapıyorsun sen.”diye bağırdı. Çünkü gerçekten çok korkmuştu.
Bir adım bile yerinden kımıldamadı Demir. Öfkeden gözleri kızarmıştı. Ve boynunda ki damar seğirip duruyordu.
“Ben manyağım ama seni beğenen çok. Gören isteyen çok. Abin de hazır seni vermeye. Sen nerelere gidiyorsun da seni görüp beğeniyorlar.”
“Sanane Demir sanane, abi benim evlenecek benim sanane.”
Yanlarından geçen arabalara aldırış dahi etmiyordu Demir.
“Hani senin kalbin acıyordu. Hani sen hiç kimseyi sokmadığın kalbine bir tek beni sokmuştun. Ne oldu benden iyisinimi buldun asi cadı.”
Elif’in gözleri dolmuştu. Ama bir okadar da öfkeliydi. Elini kaldırıp Demir’e tokat atacağı sırada tuttu Demir elini.
“Senin gibi bir öküze kalbimi açtığım için Allah benim cezamı sen diye yolladı.” Elini çekip kurtardı. Arkasına dönüp arabasına binmeden Demir elinden tuttu ve kendine doğru çekti.
“Kim kime ceza söyler misin ? Senin benim hayatımda ne işin var. Neden girdinki. Alt tarafı kadınsın. Hepiniz aynısınız. Daha iyisi hep ilgi görür.”
Dolan gözleri birer ikişer iniyordu aşağı. Kalbi bu kadar hiç kırılmamıştı daha önce. Bu sözler çok ağırdı. Ve Elif bunları hak edecek hiç birşey yapmamıştı.
“Kustun mu? İçini dök içinde tuttuğun daha neler varsa hepsini dök. ” Elini çekti.” Sen bir pisliksin Demir ama bil diye söylüyorum. Ben Serap değilim.” arabasının kapısını aşağı çekip kapattı. Gözlerini elleriyle sildi. Ve gaza bastı.
Serap’ın adını duymasıyla gerçekten midesi bulanmıştı. Ellerini saçına daldırdı. Öfkeden gözleri dönmüştü. Ve Elif gibi bir kadına Serap’a layık sözleri söylemişti.
Kendine gün yüzüne çıkmamış küfürleri saydı. Arabasına binip uzlaştı. Ama tek yaptığı kendini yemek ve direksiyonu yumruklamaktı.
Aklı yerine yeni gelemeye başlayan Demir. Elif’in Serap meselesini nerden bildiği aklına takıldı. “lanet olsun Elif ” Nereden girdinki hayatıma.”sesi fısıltıya dönüştü. Kendine itiraf ediyordu şu an “kalbime…”
{♡}
“Aç şu telefonu Hamza aç ” Bahar gözlerini ağlayan ve susmayan Elif’e çevirdi. Odasının kapısını açıp girdi. Ardından da kapattı.
“Kraliçem ” Hamza’nın aşk böceği ses tonu şu an Bahar’a dokunuyordu.
“Hamza sen ne yaptın?”
Karşı tarafta bir an düşünce payı sessizliği oluştu. “Ne yaptım hatun valla korktum şimdi.”
“Elif icerde iki gözü iki çeşme ağlıyor.”
“Neden yoksa Demir bir şey mi yapmış? Çabuk söyle ağzını burnunu kırayım.”
Bahar gözlerini devirdi. “Senin oyunun yüzünden Demir Elif’e yüklenmiş .”
“Evet bunu bekliyordum. Olması gereken buydu.”
Kafası karışan Bahar bir süre düşündü. Kafasının üzerinde lambalar yanana kadar sustu. “Ama sen nasıl abisin içim gitti kıza.”
“Bahar üzgünüm ama sonunda iyi olacak. Ya olacak yada olmayacak, bu iş ama sonunda daha iyi olacak bana güven. Demir Elif’in farklı olduğunu anlamak zorunda. Bu da karşısına bir erkekle çıkararak yapamayız. “
“Senin yaptığında pek farklı sayılmaz.”
“Benim yaptığım varsayım üzerinden yürümek. Gerisi onlara kalmış. “
Telefonu kapatıp cebine attı. Tekrar içeri girdiğinde Elif’in daha iyi olduğunu gördü.
“Böyle olmaz hadi alış verişe bizi en iyi o anlıyor.” Demesiyle Elif tebessüm etti.
Ayaga kalkıp kollarını açtı. “Kızım siz iyiki varsınız gelin buraya.” Kızlar Elif’e sarıldı.
“Sende iyi varsın sevgili görümcem.Ama tamda şu an provaya geç kalıyorum bir koşsak nasıl olur.”
“Ne koşması kızım beyaz kuğumla uçururum ben sizi.”
Sema yüksek sesle “uçur bizi Elif ” diye bağırdı.
{♡}
Gelinlik provasından sonra deli gibi alışveriş yapmışlardı. Alışveriş sonrasında yemek yemek için oturdukları restoranda artık yorgunluktan halsiz düşmüşlerdi. Bahar “ama ben bu zenginlik işlerini sevmeye başladım.”dedi.
Elif “Bence daha bir şey görmedin.” dedi.
Sema “ben kaldım memur maaşına ama şikayet etmiyorum. Yalnızlığım ve maaşımla çok mutluyum. Sizi görünce aşktan da soğuyor insan.”dedi.
“Hah sende Sema sanki biz istiyoruz. Bir gün geliyor. Kapını çalmak bir yana kırıp giriyor. Olan oluyor. Biz ne yaptık ki şimdi? “dedi Elif.
“Haklısın umarım bana sorunsuz biri çıkar gelir.”
Elif ve Bahar aynı anda “amin ” dedi.
{♡}
Demir Elif’i göz hapsine almıştı. Ama Elif Demir’i gördüğü yerde yüzünü buruşturuyordu. Ve yönünü ters istikamete çeviriyordu. Hamza her ikisinide uzaktan izliyordu. İsterdiki kardeşi de kendi gibi aşık olsun. Sevdiğiyle beraber mutlu olsun. Hep yüzü gülsün. Ama öyle istemekle olmuyordu. Her şeyden önemlisi kader diye bir gerçek vardı. Her şey nasipten ibaretti.
Zamanla herşey yoluna girecekti. Ama öyle ama böyle. Bahar’la aralarında hallolmamış ama üstü kapalı bir konuları vardı. Nereye kadar görmezden gelinecekti. Nereye kadar Bahar’ı oyalayabilirdi. Diğer yanda kardeşini çok seviyordu. Asıl üzgün Hamza’ydı. Çaresiz benim ne Bahar’a anlatabiliyordu. Ne Kerem’e çare olabiliyordu.
Hamza’nın yükü de sevgiside çok büyüktü. Kardeşine ve Bahar’a olan düşkünlüğü Hamza’yı sürekli olarak zor yükü kaldırmasını her iki tarafıda bir şekilde idare etmesi gerekiyordu. Çok yorulmuştu. Ama henüz bıkmamıştı. Bıkmayacaktı.