{♡}
Bahar, Sema, Elif ve Bahar’ın iki kuzeni olmak üzere kuaföre doğru yola çıktılar. Hamza eksik kalırmı. Elif’in ardından çıkmıştı. Eve sığmıyordu zaten. Ruhu kanat açmış yükseliyordu. Yarın gece Bahar tamamen Hamza’nın olacaktı. Önünde ardında hiç bir sorun olmadan.
Ayrılıklar hüzünler rafa kalkacaktı. Artık mutlu olma zamanıydı.
Bahar’ın sıkıntı dolu yüzünü görünce kaşlarını çattı.”Neyin var Bahar?”sormasa çatlardı. Hamza için Bahar’la ilgili her hangi bir şey olay oluyordu.
Bahar suratını buruşturdu. “Evlilik psikolojisi diye bir şey varmış. Sanırım ben ona yakaladım Hamza.”
Hamza’nın kaşlar havaya kalktı.”Ne psikolojisi ?” Şaşırmıştı.
Arabayı usta şekilde kullanıyordu Hamza. Başını Bahar’a çevirdi.
“Evlilik, evlilik.”dedi Bahar.
Hamza gülmek istiyordu. Ama şu an gülerse Bahar’ın sinirleri iyice gerilebilirdi. Başını yana, cama doğru çevirdi. Dudaklarını ısırdı.
“Gülüyor musun sen ?”
Hemen Bahar’a döndü .”Yok kraliçem niye güleyim ” İçi kaynıyor du halbuki.
Arabayı kenara çekip dörtlüleri yaktı. Öne geçen Elif. Ne olduğunu anlamak için bakınca abisinin göz işaretiyle devam etti.
Başını camdan tarafa çevirdi Bahar.
Hamza uzanıp elini tuttu. “Sevdiğim bu neyin sıkıntısı sen bana söyle hadi “dedi.
Bahar ofladı. Bugün kaçıncı kez yapıyordu bunu bilmiyordu.”Ya ben korkuyorum galiba.”
Hamza neden korktuğunu anlamaya çalıştı. Ama pek başarılı olamadı.
“Neden kimden korkuyorsun ?”
Anlatamıyordu. Nasıl anlatılırdı ki.
“Gülmek yok ama.”
“Söz yok “
“E şey “Hamza Bahar’ın ağzından çıkacak söze kilitlenmişti.
“Şey yani hani yarın düğün varya…”
“Evet şükür ki var.”
“İşte o düğünün sonrasından biraz korkuyorum.”Nefesin dışarı verdi Bahar. Anca bu kadar oluyordu.
Hamza önce düşündü. Ne vardıki düğünden sonra. Kafasında cevap bulan soruyla gülmek istesede bunu yapmadı.
“Bahar düşündüğün kadar korkulacak bir şey degil. Ayrıca ben den bahsediyoruz sana asla kıyamayan birinden. Sana zarar vermeyen vermeyecek olan ben. Lütfen bunu kafandan at ve bu gecenin de yarın gecenin de keyfini çıkar. Daha sonra çok pişman olursun. “
Haklıydı Hamza. Doğru söze ne denirdi. Biraz da olsa rahatlamıştı. Önce bu iki güzel geceyi hakkıyla yerine getirmesi şarttı.
“Haklısın ” diyebildi ancak.
Hamza yanağına bir öpücük bıraktı. “Hadi yüzün gülsün. “
Zoraki bir gülümseme oluştu yüzünde. Valla kız korkuyordu. Yapacak bir şey yoktu.
Tekrar yola devam ettiler. Biraz gecikmeli olarak yetiştiler.
“Tam üç saat sonra almaya geleceğim sizi ” Bunu hem Elif’e hemde Bahar a söylemişti.
Başlarını sallayarak onay veren kızlar. İçeri girdi.
Kına gecesi için kırmızı bir elbise seçmişti Bahar. Rengarenk olmuşlardı. Sema kırık beyaz, Elif mor, Bahar kırmızı, Bahar’ın kuzeni olan biri yirmi diğeri on yedi yaşında olan kuzenleri de yeşil ve gül kurusu tercih etmişlerdi.
Yirmi yaşında olan Nil amcasının kızıydı. Bahar eskiden beri severdi kuzenlerini. On yedi yaşında olan Sena halasının kızıydı. Neyseki annesi gibi değildi.
Nil “Abla sen çok güzel oldun ” dedi.
Sena da onu onayladı.” Bahar abla kırmızı bir kadına ancak bu kadar yakışır harika oldun.”dedi.
“Ablanız size hayran kızlar sizde bir içim su olmuşsunuz, diye yanıtladı Bahar. Aynada kendini süzüyordu.
Üstü biraz açık elbisenin göğüs dekoltesi vardı. Bele kadar dar iniyordu. Ama etekler uçuş uçuş tu. Etrafında döndü. Hamza haklıydı. Keyfini çıkarması gerekiyordu. Çok güzel birde saç ve makyaj yaptırmıştı. Neredeyse saçlarının her teline maşa yapılmıştı. Üst kısmında yine bukleler den oluşan bir topuzu vardı. Ama beline kadar inen saçları. Kıvır kıvırdı.
Kıyafetlerini giyip gelen Sema ve Elif ıslık çaldı.
Sema “Bahar evrim geçirmiş gibisin kızım.’dedi.
Elif “Vay benim yengem nasıl güzelsin sen öyle.”
“Ya laf olsun diye konuşmayın.”
“Abim küçük dilini yutacak ki ben diyeyim size.”
Hamza aklına gelince içini yine bir kıpırtı sarmıştı. Elini kalbine götürdü.
“Vallahi heyecandan kalpten gideceğim.”
“Dur gitme kızım bir de bize bak. Bizde görücüye çıkıyoruz müstakbel kayınvalide adayları ve kıskanç sosyete kızları olacak. “
Sema ile Elif aynı zamanda döndüler etraflarında. Bahar onları keyifle izledi.
“Bence Bursa sosyetesi sizi konuşacak kızlar. ” Elif’in mor elbisesi göz alıyordu. Daracıktı ve Elif’in tüm fiziği ortadaydı. Bu geceye özel olarak askılı dekolteli bir elbise seçmişti. Sema’nın zaten rahat giyim tarzı vardı. Kırık beyaz taşlı elbisenin üst kısmı dar kalçadan etek bollaşıyordu. Ve derin bir yırtmaç.
İçeri giren görevli kız “Efendim Hamza bey geldi ve sizi soruyor.”demesiyle hemen toplanmaya başladılar. Bir kaç dakikaya çıktık. Elif’in ve Bahar üzerlerine büyükçe birer şal atmışlardı.
Hamza kızları görünce kaşlarını çattı. Gözü bir Elif’te bir Bahar da gidip geliyordu.
Ve Bahar da takılı kaldı. Yanına yaklaşıp kulağına fısıldadı “Ateş gibisin yanmak için deli oluyorum kadınım.”dedi.
Bu kadar insanın içinde bu yapılır mı? Yanakları elbisenin rengine az kalmıştı. Kimse duymamıştı. Ama Bahar yinede utanmıştı.
Elif gözlerini kısıp baktı. O Demir olamazdı. Burda ne işi vardı. Ah tabi ya adamın tam yüz ondört kez aradığını ve açmadıgını unutmuştu.
Yanına doğru geliyordu. Olamaz hemde abisinin yanında. Geri gerimi gitseydi. Yada koşarak mı kaçsaydı?
Demir yüzünde kızgın bir ifadeyle yanında durdu. Elif abisine göz attı. Çoktan Bahar’ı arabaya bindirmiş gidiyordu bile. Derin bir oh çekti.
Diğer kızlarıda Sema arabaya bindirmişti. Demir’in gelişinin hayra alamet olmadığını biliyordu. Beklemeye başladılar.
“Demir burda ne işin var. Hemde abimle mi geldin sen. Ne dedinde geldin?”
Demir cevap vermek yerine Elif’i baştan aşağı süzdü.
“Şalını açsana!”dedi. Elif duymasıyla Elif Şalını sarıldı. Sema kızları da alıp arabaya bindiler.
“Saçmalama lütfen ben ne diyorum sen ne diyorsun.” Kızgın gözlerini dikip “Sen neden geldin.”diye tekrar sordu.
“O ruj fazla olmuş. Ben doğal dudaklarını öpmek istiyorum.”
Elif gözlerini devirdi. “Sen delirdin mi ne öpmesi ne ?”diye çıkıştı.
“Ama gözlerin ah o gözlerin çok güzel olmuş.” Demir’in aklı şu an Elif’i alıp burdan çok uzağa götürmekti. Elif okyanus olsun Demir o okyanusta boğulsun istiyordu.
“Demir ben gidiyorum ” Adım atar atmaz yakalandı.
“Dur deli kız nereye ?”
“Cehenneme gelecek misin ?”
“Ateşim sen olursan gelirim. Huri falan da istemem sen ol yeter.”
“Aptal cehennemde hurinin ne işi var o cennette olur.”
“İyi ol halde cennetim ol.” Demir’in pes etmeye hiç niyeti yoktu. Ama Elif”te kızmaya başlamıştı. Tadında bırakmak adına “Elif o kadar aradım. Birine bile bakmadın.”dedi.
Aslında Demir bunu hak edecek bir şey yapmamıştı. Sadece Elif’in ters tarafına gelmişti.
“Demir inan geç kalıyorum.”Biraz Demir’e doğru eğildi. “Sevgilim bunu sonra konuşsak olur mu? Diyerek göz kırptı.
“Hem bu kadar güzel ol. Hem bir kez bile öptürme hemde sevgilim de kaç!…”
Elif gülümsedi.”olsun okadar.”dedi.
Bir adım geri çekildi Demir.”Telefonun üzerinde olsun “Elif’i yine süzdu “gerçi bu kıyafetin neresine koyacaksan artık aradığımda aç lütfen.” Dedi.
Elif çoktan arabanın kapısında almıştı soluğu.”Söz sen ara açarım ben.”diyerek binip gaza bastı.
Sema “ağaç olduk kök saldık Elif. Destan mı döktünüz.” Elif kıkırdadı.
“Bir gün beni anlarsın Sema can.”
Orta aynadan arkadaki kızlara baktı.” Kızlar siz ne gördünüz ne duydunuz söyleyin bakalım.”dedi Elif.
İki genç kız olayı hemen kavramıştı. Nil “Sena bir şey görmedik demi kuzen”diye olaya noktayı koydu.
{♡}
Gece güzel başlamıştı Güzel de devam ediyordu. Oynamayı hiç bilemeyen Bahar bile ayak uydurmuştu. Ayağındaki topuklu dertten dolayı çabuk yorulmuştu. Ama Elif, Sema ve kuzenleri pistin tozunu attıyordu.
Kayın validesi Safiye hanım çok mutlu görünüyordu. Ortalıkta gururla dolaşıyordu. Gelinini sosyetik arkadaşlarıyla tanıştırmıştı. Kimi sevecen kimi kıskanç gözlerle bakmıştı Bahar’a. En çokta Nihal ve Nilay kardeşler. Bu kadınla akraba olmak. Keremle akraba olmaktan bile zordu.
Bir gülse diye bekledi Bahar Nihal için. Ama başını ne zaman çevirse kötü bakışlara maruz kalmıştı. Umrunda mıydı ?Elbetteki hayır.
Hamza’yı düşündü. Nerde acaba ne yapıyordu. Erkeklerin de bekarlığa veda partisini yaptığını duymuştu. Bir anda gözleri parladı.
Yok ya Hamza’nın ne işi olur kadınla kızla. Hemen aklından sildi o fikri. Yanında duran telefonu aldı. Sesini duymaktan zarar gelmez diye düşündü. Ah bu kadınsal dürtüler yok mu bu hep o dürtülerin oyunuydu.
“Bahar “diye heyacanla açtı Hamza.
“Kocam “diyerek cevapladı Bahar.
“Söyle bebeğim “Bahar erimesinde kim erisindi. Hergün her saniye başka hitapla geliyordu. Bu adam ona.
“Sesini duymak istedim.”
“Hislerimiz karşılıklı karıcığım.”
Bahar yüksek sesten zor duyuyordu.
“Sen ne yapıyorsun ?”
“Demir’le beraberim. Sizin çıkış saatinizi bekliyoruz. Neden sordun?”
“Hiç merak ettim neyse ben kapatıyorum seni seviyorum.”
“Benim hislerime daha isim bulamadılar, ama bende seni seviyorum.
Ağzı kulaklarına vardı Bahar’ın. Aşktı bu adam.. Gerisini düşünemiyordu.
{♡}
“Seni kontrol etmek için aradı Hamza.”Demir anlamıştı.
Hamza güldü.”Fark ettim.”dedi.
“Ah bu kadınlar ne kadar anlatırsan anlat yine bir damarları var tutuyor işte.”dedi Demir.
“Kesinlikle haklısın. Ama bence bu iyi bir şey, kıskanılmak sadece kadına yönelik bir duygu değil erkeklerinde ihtiyacı var..” Hamza’nın düşüncesi bu yöndeydi.
“Bunu henüz bilemiyorum hiç kıskanılmadım. “
“Umarım kıskanılmazsın ” hala pek içine sindirdigi söylenmezdi Hamza’nın. Demir’e her fırsatta lafını veriyordu.
“Hamza senin sorunun ne şimdi ben yaptım.”
“Kardeşimi göz koydun daha ne yapacaksın.”
Demir gözlerinin devirdi.”Yapma lütfen sanki ona kötü bir şey yapmışım gibi bahsetme.”
“İstersen dene…”
“Denemek istemiyorum. Öyle bir niyetimde yok. Sende lütfen bana alış artık.”
“Zor biraz insan olarak on numara adamsın. Ama damat olarak göreceğiz Demir.”
Demir Hamza’ya gözlerini dikip “bekle o zaman çok yakında.”
“Zaten peşinde dolanıp duruyorsun. Çok uzatma bir gören bilen olacak. Dile düşmeyelim. ” dedi Hamza.
Bir abi olarak hiç hoşuna gitmiyordu bu durum. Lakin arada iki seven kalp vardı. Elinden geleni yapıyordu.
*
Göğsüne sıkıştırdıgı telefonun titrediğini hissedince çıkarıp baktı Elif. Hemen bir köşeye geçip açtı.
“Çok sıkıldım Elif ne zaman biter bu kına olayı” Demir’e ne oluyorsa.
“Pardon da canım bitince ne olacak. Ayrıca biz çok eğleniyoruz. Daha iki saat var bitmesine.”
“Çıkışta seni görmeyi umuyorum. Çeketsiz görürsem daha mutlu olurum.” Elif gözlerini devirdi.
“Vazgeç bu sevdadan asla olmaz. Ceketimi çıkarırsam bir sen görmezsin başkalarıda görür. Bunu istediğine emin misin ?”
“Hayır değilim.” Eli’fin bu kıskançlık hoşuna gitmişti. Daha sonraları da rahat kıyafetler giymesini istemeyecekti. Bu da ona işaretti. Demir’in ailesi kendi ailesinden farklıydı sonuçta.
“Annemi gördün mü.”diye sordu Demir. Elif gözlerini müstakbel kayınvalidesine dikti.
“Evet görüyorum şuan. Ve gördüğüm başka şeylerde var. “
“Ne gibi ?”
“Bursa nın gözde bekar kızları annenin etrafında dolanıyor. Sanırım kızların aklında ki uygun damat adayı oluyorsun.”
Demir kahakaha attı.”Yapma annem birini gözüne kestirmeden anneme yakın git Elif.”
“Ama Demir oğulları olan annelerde var. Onlarda beni kesip duruyor. Onu ne yapayım.”
Aha Elif vuracağı yeri iyi biliyordu. Demir’in yüzünü görmeyi çok isterdi. Bir an sessizlik oldu.
“Basarım orayı Elif benimle oynama.O kadınlara da kimin olduğunu gösteririm.”
Gülümsemesi yüzüne yayıldı Elif’in. Demir de az değildi. Laf kalabalığı yapmıyor. Aklındakini hemen söylüyordu.
“Ah Demir saçmalıyorsun. Ne basması dur bakalım daha senin bir şeyin değilim. Bu kısmı henüz aşmadık.”
Demir’in yüksek sesi kulaklarını doldurdu.
“Elif ” diye bağırdı.
“Neyse kapatıyorum kızlar çağırıyor. İki dedikodu toplamam lazım canım.” Demir’in son sözünü bile duymadan kapattı telefonu. Keyfi çok yerindeydi. Telefonu yine eski yerine sıkıştırdı.
İlerideki masada Bursa’nın zengin ve güzel kızlarından oluşan az daha kibirlenseler uçacak olan kızların masasına doğru ilerledi.
Boş bulduğu yere oturdu.
“E kızlar neden oturuyorsunuz. Eğlenelim biraz…”diye lafa girdi Elif.
İçlerinden biri” dedikodu daha tatlı geldi Elif’ciğim gel sende bize katıl.”dedi.
Zaten Elif’in niyeti buydu. Ortalıkta ne dönüyor. Ne dönmüyor bilgi için oturmuştu.
“Hadi ya yeni dedikodular mı var. Merak ettim hemen anlatın.”dedi.
Sanki eskileri biliyorum da diye içinden kendine söylendi. Mevzunun Demir olma olasılığı yüksekti. Bundan adı gibi emindi.
“Serap varya hani Haluk’un karısı.”
Adını duymak bile tüylerini kaldırmıştı. Bunun ardından iyi bir şey çıkmayacağı kesin olmuştu. Oturduğuna sorduğuna pişman olma yolunda ilerliyordu Elif.
“Evet ne olmuş Serap’a?”Artık el mahkum soracaktı. Bu merakla burdan kaçamazdı.
Kızlar gülüştü aralarında. Adı Sevgi olan kız devam etti.
“Bu Serap kızların yeni gözdesi Demir’in eski aşkıymış.” Elif tepkisiz dinliyordu.” Bize ne bundan kadın evli kapanmış bir mevzu bu.”dedi Elif. Kendini tutamamıştı.
“Demir için bilemiyoruz. Ama Serap Demir’in peşinde. Çok güzel kadın, e eski den de aşk varmış aralarında. Bence Serap baştan çıkarıp alacak adamı elimizden.” Sevgi son sözlerini söyleyip sustu.
Elif’in içi kaynıyordu. Morali sıfıra inmişti. Hiç gelmemeliydi bu masaya.
Adı Şehnaz olan diğer kibirli kız “o zor biraz Demir benim olacak. Ne yapsın evli barklı kadını. Burda benim gibi çıtır varken.”konuşurken de vücudunu süzüyordu.
Elif kendini tutamadı.”kendinden çok eminsin Şehnaz’cığım hayırdır oynuna mı girdin.”dedi.
Şehnaz sinirlenmişti. Masadan çıt çıkmadı.
“Tabiki hayır Elif ama olursa hayır demeyeceğim. Demir muhteşem bir erkek.” Elif’in Şehnaz dan midesi bulanmıştı. Bu nasıl bir ahlak bozukluğuydu.
Elif gitmek için ayağa kalktı. Ama önce yüzüne zoraki bir tebessüm taktı ve Şehnaz’a döndü.
“Canım senin için üzüldüm. Serap’a da selam söyleyin. Demir’in sevgilisi var.” sevgili lafı masaya bomba gibi düştü. Kızların gözünden şok olmuş ifadeler dökülüyordu.
Arkasına bakmadan kaçtı Elif. Şimdi kim falan diye soracaklardı.
Demir’i şuan bulsa boğabilirdi. Bunlar hep onun kahrolası çapkın suratından oluyordu.
“Ah Demir aklın varsa bu gece karşıma çıkma.”
{♡}
Safiye hanım Bahar’ın yanına geldi. Bahar gülümseyerek yanına oturan kadına baktı.
“Kızım birazdan kına yakılacak. Ben diyorum ki sen üzülüp ağlama istersen kına müziği falan çalmasınlar. Seni ağlatmaya da hiç ugraşmasınlar. “
Safiye hanımın bu güzel düşüncesi içini burkmuştu.
“Bu gece benim annem olun. Yarın Hamza’nın annesi olursunuz yine söz agalamayacağım. Her şey usulüne uygun olsun. İlerde pişman olmak istemiyorum. Elimden tutarsınız.”dedi Bahar. Gerçek düşünceleri bunlardı. Karşındaki kayınvalide olabilirdi. Ama çok iyi bir kadındı. Bunu her geçen gün daha iyi anlıyordu.
Safiye hanım gelinine sarıldı. “Bunun bu gecesi yok kızım artık. Hamza zaten benim oğlum. Bana sen lazımsın. Artık senin de annenim”dedi.
Gerçekten de ağlamamıştı. Ağlamak istemiyordu. Anne ve babası için her zaman özlem duyuyordu. Bugün de çok özlüyordu. Ömrü boyunca da özleyecekti. Ama bu gece ağlamayacaktı. Ve dediğini de yapmıştı.
Gecenin sonunda misafirler teker teker veda ederek ayrılmıştı.
Safiye hanım da Bahar’ın halası, yengesi ve kuzenlerini araçlarla eve göndermişti. Bahar’ı göndermek ne mümkündü. Hamza’nın kesin talimatı vardı. Bahar’ı Hamza götürecekti.
Bahar yorgunluktan ölmek üzereydi.”Yarın topuklu ayakkabı yerine spor ayakkabı hani şu gelinlik için olanlar varya onu giyeceğim Elif bu dert çekilmiyor kızım mahfoldum.”
Elif’in onu duyduğu yoktu. Yanında dikilen kızın tırnağını kemirmekle meşgul oluşuna kaşlarını çattı.
“Elif neyin var senin duymuyorsun beni?” diyerek omzuna dokundu.
Bahar’ın yanına geçiş yapan Elif “Ne dedin anlamadım.”diye yanıt verdi.
“Boşver beni, senin neyin var?” Elif etrafa göz attı. İkisinden başkası yoktu. Annesi son misafirleri yol ediyordu.
“Demir den başka derdim yok.”
“Ne yaptı seni bu kadar düşündürecek.”
“O bir şey yapmadı. Yada yaptı. Varoldu. “
“Bulmaca gibi konuşmasana kızım.”
Sıkıntıyla suratını buruşturdu.”Serap eski aşkı kadın evli Bahar. İnanabiliyor musun evli ve hala Demir’in peşinde kızlardan duydum bu gece ah tabi sadece evliler değil. Bekar koca delileride peşinde. Allah’ım ben ne yapacağım.”
Arkadaşının karma karışık yüzüne bakıp güldü Bahar.
“Sen şimdi kıskandın diyemi kızgınsın. Yoksa içinde bulunduğunuz ilişkiyi kimseye söyleyemediğin için elinden gidecek korkusumu taşıyorsun anlamadım ben.” Bahar tam da yerine parmak basmıştı.
“Her ikiside olabilir mi ?” Elif soruya soruyla cevap verdi.
“Olabilir tabiki” devam edeceği esnada Hamza’yı ve Demir’i gördü.
“Abin ve Demir geliyor. Topla suratını üzme kendini Elif.”
“Demir sence de yorulmuş gibi duruyorlar degil mi ?” Bahar’a bakarak söylemişti Hamza.
Demir’in gözleri Elif’in üzerindeydi. Ve aklı o şalın altındaki tendeydi.
“Ahh dostum kadınlar ve oyunlar emin ol o kadar tepinsek biz bir ay yerimizden kalkamazdık. Kadınlar cidden çok güçlüler.”
Bahar “Hamza beni hemen eve görünmezsen yarına bir gelin ayarla kendine çünkü o kadar da güçlü değilim.”dedi.
Elinden tutarak kollarına çekti Bahar’ı . “O halde gidelim senden başka gelini ne yapayım kraliçem.” Bahar Elif’e el sallayıp uzaklaştı. Konuşacak kadar bile dermanı kalmamıştı.
Göz göze gelen Elif ve Demir bir süre öylece kaldılar. Elif ” gitsen iyi olur Demir annem burda hala senin annenler gitti zaten.”dedi. Kalırsa gitmezse Elif’in zıvanadan çıkması an meselesiydi.
Elif’in yüzünden bir şey olduğunu anlayan Demir. Ne olduğunu öğrenmeden bir santim bile buradan ayrılmayı düşünmüyordu.
“Neyin var Elif?” diye sordu .
Soruyu bekliyormuşcasına derin bir nefes aldı Elif.
“Beni dışarda bekler misin ?”
Kafasını sallayarak ayrıldı Demir. Elif’te annesinin yanına giderek onun yengesi ile eve dönmesini istedi. Bahanesi Bahar’a vermesi gereken eşyalar olduğuydu.
Dışarı çıktı. Demir beyaz kızına yaslanmış Elif’i bekliyordu. “Atla arabamı arka tarafa çekeceğim. Annem gittiğimi sanıyor “dedi.
Bunada peki diyen Demir arabaya binince Elif usta bir manevrayla arabayı bulundukları otelin biraz gerisine park etti.
Dışarı çıkmayı düşünmedi.”Evet güzelim şimdi anlat doğrusu çok merak ettim.”dedi.
Elleri hala direksiyondaydı. “Serap seni rahatsız ediyor ve sen bana bundan bahsetmiyorsun Demir.”
Bir kaç saniye söylediklerini idrak etmek için sustu Demir. Elif’e dönerek “Bunu nerden duydun Elif.”diye sordu.
“Önemi varmı ?”
“Bunun bizimle bir ilgisi yok. Böyle bir şeyi neden gelip sana söyleyeyim.”
“Saklamak daha kolay yani, ama başkalarının dilinde hep sen ve serap artı Serap olmazsa başka kızlar varsınız Demir.”
“Saklamadım sadece konu etmedim. Hala da etmiyorum.”
“Demir senden nasıl bahsettiklerini duysaydın bu sakın halime şaşırırdın. Ayrıca o Serap denen ucuz kadınla bizzat ilgileneceğim. Ama benden bir daha hiç bir şey gizleme.Hele konu o ise.” Elif derdini anlatmaya çalışıyordu. Ve gayet sakindi. Demir’in bu konuda suçlu olduğunu düşünmüyordu. Ama işte gelin görünki yol ona çıkıyordu.
“Anlamadım ne diyorlar hakkımda?”
Direksiyonu daha bir sıktı. “Seni bir av olarak görenler. Koynuna girmek için deli olanlar. Ne istersen var. Hoşuna gittimi. E erkeksin egon tavan yapar. “
Demir ellerini uzatıp direksiyonu sıkan parmakları çözdü. Elif hiç tepki vermedi. Eli boşta kalınca nasıl gerildiğini yeni anlıyordu.
“Sende Demir benim erkeğim deseydinya, kendini bu kadar üzecegine… “
Başını arkaya atıp gözlerini kapattı. “Oldu başka ama sevgilin olduğunu söyledim. O kadar da olsun. Ah o Şehnaz’ın dilini koparmak vardı ya neyse. Hem ne erkeği be az uzak dur.”
Demir kahakaha attı. Elif’in sinirlerine dokunuyordu bu adamın kendisi kızgınken attığı kahakahalar.
“Demir gülme! ” Gözlerini açıp baktı Elif.
“Sen beni kıskandın mı bana mı öyle geliyor. ” ilk defa kıskanılmak hemde derin duygular beslediğin biri tarafından olunca değişik bir duygu oluşuyormuş insanın içinde. Hamza haklıymış diye geçirdi içinden.
“Olamaz mı ?”
Elif’i kendine doğru çekti. Bir anda yapmıştı bunu. Elif’in karşı koyacak zamanı olmamıştı. Aralarında çok az boşluk kalmıştı. Yanağına doğru yaklaşıp dudaklarını gezdirdi Demir.
Elif’in aklı başında değildi. Eğer olsaydı buna asla izin vermezdi. Bu adamın her dokunuşu yüreğine zarardı.
“Olmuş, kıskançlık seni gözümde daha çekici yapıyormuş. Şimdi anladım. Kıskanınca daha tatlı oluyorsun.”
“Şu tatlı sözlerini ve dudaklarını üzerimden bir çeker misin.”Elif hoşuna gidiyor olsada yapmamakta ısrarcı olduğu şeylerin Demir karşında bir bir yıkıldığını görüyordu. Bu hiç hoşuna gitmiyordu.
Demir, Elif’in bu konudaki tutumu biliyor. Ve saygı duyuyordu. Ama kendini ona dokunmaktan alıkoyamıyordu. Alnından öperek geri çekildi.
“Sana nikah kıymakta acele edeceğim gibi geliyor.”
“Bilemem senin sorunun hadi in gitmeliyim artık.”
Giden aracın arkasından bakan Demir’in yüzünde mutlu bir gülümseme oluştu. Bu kız başkaydı. Tanıdığı tüm kadınlardan farklıydı.
“O halde sorun çözülmeli asi cadım.” diyerek arabasına doğru yürüdü.
💞
Gel gelelim düğün gününe. Bugün Hamza’nın yıllarca uğraşıp, bin türlü oyun oynadığı. Acıdan, Bahar sızlıktan kıvrandıgı günlerin sonuncu gününüydü. Hamza’nın yer ayaklarının altından kayıp gidecekmiş gibi kendini bulutlara teslim edermiş gibi hissettiği gündü.
Yatıyor, kalkıyor Rabbine şükür ediyordu.”Allahım ben kaderime onu yazamam. Ama onu benim kaderime yazdığın için sana Hamd olsun. ” Ellerini yüzüne aminle kapadı.
Yanına gelen annesine döndü. “Anacım ben yarın burda olmayacağım. Adagımı yerine getirmenizi istiyorum. Vekilim babam olsun.”dedi Hamza.
Safiye hanım oğlunun yüzüne ellerini yerleştirdi. Hem mutlu hem hüzünlüydü. Bu oğlunun ikinci evliliğiydi. İlkinde onu böyle heyecanlı görmemişti. Ve şimdiki hali için oda Allah’a şükür ediyordu. Diğer yandan küçük oğlu Kerem’in hali içini yakıyordu.
Abisinin mutluluğuna bile şahit olmak istemiyordu. Ve kendini kapattığı çatı katında ölümü bekler gibiydi. Bu Safiye hanımı çok üzüyordu.
“Sen iste oğlum elbette yerine getiririz. Ne adadın söyle?”
Hamza annesinin, yüzündeki ellerini tutup öptü. ” kurban adadım. Yirmi küçük on büyük baş. Ama hepsi ihtiyaç sahiplerine verilecek olur mu anacım sen bilirsin.”
“Bilirim oğlum gözün arkada kalmasın. Yarın halloldu bil.”
Bu işi de halledince saatine baktı. Vakit yanaşıyordu. Gidip Bahar’ı evinden alacak ve salona götürecekti. Kalbi güm güm atıyordu. Yoktu böyle heyecan. Duracak hissediyordu.
Cıvıl cıvıl sesiyle Elif girdi odasına.” Aman Allah’ım bu nasıl bir yakışıklılık, bu ne karizma abilerin Nick Betemın’ı “gelip abisinin kollarına girdi.
Hamza kardeşini şefkatle sardı. Tepesine bir öpücük bırakmayı da ihmal etmedi.
“Sonunda ha abi.”dedi Elif. Onun yıllarca ne çektiğini en iyi Elif biliyordu.
“Sonunda güzelim sonunda.” Geri çekilip kardeşini süzdü. “Sende hiç fena değilsin dikkat et anne bu kızı kapacaklar.” Bir kenarda sesizce çocuklarını izleyen Safiye hanım,
“Ahh nerde o günler.” diye söylendi.
“Bak ya yine ne diyor. Dün vermem diyen sen degilmiydin anne? “Elif cırladı. Annesine takılmayı çok seviyordu.
“Kim, kime kimi vermiyor?”diyen Demir kapıda belirdi. Elif nefesini tutmuştu. En az abisi kadar yakışıklı duruyordu. Bugün işi zor olacaktı anlaşılan. Gözlerini kaçırdı. Hem annesi hem abisi burdaydı.
“Annem Elif’i kimseye vermiyor Demir evde kalacak bu gidişle.”Hamza bile bile söylemişti bunu.
Demir Safiye hanımın omzuna bıraktı kollarını “Aman Safiye teyze bunu kim ne yapsın başına bela alır insan bu kızla. Baksana car carda car car.”
Elif gözlerini kocaman açarken Hamza kahakaha attı. Safiye hanımda güldü.”Ay oğlum sen çok yaşa vallahi öyle acıdım şimdi müstakbel damadıma.”dedi.
Elif gözleriyle Demir’i öldürmek istiyordu. “Bencede acımalısın anne benden nasıl işkenceler görecek bir bilsen.”dedi.
Demir boğazını temizledi. Hamza’ya döndü “Evet dostum sağdıcın olarak bugün senin yanında yerimi almaya geldim.”dedi konuyu değiştirmek en iyisiydi. Elif ve onun tribi ile sonra ilgilenebilirdi.
“Yanımdan ayrılmıyorsun. Ha birde bugün tüm masraflar senden.”
Demir elini kalbine koyup eğildi.” Hay hay ne demek.”dedi.
Hamza önde annesi arkada çıktılar odadan. Elif’te peşlerinden gidecekken Demir tutup odanın ortasına çekti. Elif kolunu çekip kurtardı Demir den.
“Bırak be ne çekiyorsun sen beni ?” Elif bu dururmu. Aşık olması engellemezdi onun laf sokmasına.
“Başına bela mı arıyorsun sen? Bak car car ederim aklın şaşar.”
“Ah yapma öylesine söyledim. Alınmadım de lütfen.”
Elif kollarını göğsünde bağladı. “Sana mı alınacağım. Senin gibi öküze hah halt etmişin sen.”
“Bu alınmamış halin yani ” Demir gülmemek için dudaklarını ısırdı.
Elif üzerine çeki düzen verdi. “Neyse ben gideyim. Beni başına dert olmayacak birini bulayım bari malum düğün var.”dedi.
Demir gözlerini kısıp sinirle baktı. “Senin aklını alırım. Rahat dur Elif şaka yaptım. Ne deseydim Safiye hanım anne kızına ben talibim ver kızını bana mı diyecektim. Aklıma o geldi söyledim.”dedi.
Elif kıkırdadı. “Safiye hanım anne nedir yahu.”
O gülünce Demir de güldü.”Hah şöyle gül biraz benim de içim aydınlansın.”Demir’in içindeki kıvılcımlar ateş saçıyordu Elif gülünce…
Hemen yüzündeki gülümsemeyi sildi Elif. Çıkışa doğru ilerledi. “Hadi canım hadi ne geveze bir şey çıktın sen.”diye söylenerek yürüdü.
Demir hayran kaldıgı kızın ardından baktı. Giydigi yeşil elbise nasıl güzel bir kadın çıkarmıştı ortaya. Güzellik insanın giydiği elbiseden belli olmazdı. Ama göz doldurduğu bir gerçekmiş diye düşündü. Ömrü hayatı boyunca çok güzel giyinen kadınlar tanımıştı. Hiç biri Elif gibi değildi. Sonunda idrak etti. Aslında güzellik kişide değildi. Bakan gözdeydi. Ve Demir, Elif’e kalbinin gözüyle bakıyordu. Ayrıca da Elif onun için iffet abidesiydi. Hayatında hiç bulunmayan cinsinden.
{♡}
Hamza ağır adımlarla çatı katına çıktı. Her basamakta adımları ağırlaşıyordu. Ne diyeceğini bilmiyordu. Ama bu konuşmayı yapmadan bu evden çıkmayacaktı. Bahar ömrü hayatı boyunca sevdiği tek ve son kadındı. Kerem de canından can, kanından kandı.Ne onu atabilirdi. Nede diğerini unutabilirdi.
Kapının önüne gelip durdu. Gelip giden parmakları usulca kapıya dokundu. İçerden gelen gir sesine uyarak kapı kolunu indirip içeri gülen yüzüyle girdi.
Her zaman olduğu gibi tekerlekli sandalyede manzarayı seyrediyordu Kerem. Yine ağır adımlarla kardeşinin yanına doğru yürüdü. Karşısındaki boş koltuga oturdu.
“Ben bu gece evleniyorum Kerem “güç bela söylemişti bunu.
Kerem uzaklara dalan bakışlarını hiç ayırmadan “Umarım çok mutlu olursun.”dedi.
“İnşAllah kardeşim.” gerisini getirmek istiyordu Hamza. Ama Kerem’in kayıtsız duruşu buna engel oluyordu.
“Seninde düğünümde yanımda olanı istesem.” Hamza yalvarır bir tonda söylemişti.Bu konudan Bahar’a hiç söz etmemişti. Ama kardeşinin bu gece yanında olmasını çok istiyordu.
Kerem, abisine bire bir benzeyen kahverengi gözlerini çevirdi.
“Benim orda olmam sana ancak zarar verir. Git abi git ve mutlu ol. Sen bunu hak ediyorsun.”Kerem bunu yürekten istiyordu. Abisinin yıllarca nasıl gülmeden mutsuz dolaştığını biliyordu. Çoğu zaman yanına gelir. Bahar’ı anlatır ve giderdi. İlk eşi öldüğünde çok yıpranmıştı. Üzülmüştü. Kucağında bir çocukla kalmıştı.
“Teşekkür ederim abim. Gelmek istemediğine eminmisin “Eğer isteseydi Hamza onu asla bırakmazdı.
“Eminim.” dedikten sonra kahve gözlerini tekrar uzaklara çevirdi. Hamza ayaga kalkarak yanına yaklaşıp omzunu sıktı. Başka söylenecek bir şey yoktu. Aslında çok şey vardı. Ama anlamak istemiyordu Kerem. Hamza da onu hiç bir konuda zorlamamıştı. Bu konuda da zorlamayacaktı.
Hamza odasının kapısını kapatınca Kerem kucağındaki telefonunu açığa çıkardı. Eline alıp parmaklarının arasında çevirdi. Hamza’nın tamamen uzaklaştığına emin olduktan sonra bir iki tuşa basarak kulağına götürdü.
“Birazdan herkes evden ayrılacak beni alamaya gel.”dedi. Kerem telefonu kapattı. Kucağına bıraktı.
“Senin düğününü nasıl kaçırırım abim.”
{♡}
Bahar hali hazırda damadını bekliyordu. Odasına son defa gözlerini gezdirdi. Tam bir yıl olmuştu. Bir yıldır bu evde bu odada güzel anılar biriktirmişti. Bu ev Bahar’ındı. Hamza’nın sonraki itiraflarında bu evi satın aldığını sonrada ödedikleri her kirayı Bahar’a açtırdığı özel bir hesapta toplandığını söylemişti.
Bursa’ya ilk adım attığında karşılarına çıkan taksi şoförü sonrasında kendilerine çarpan Elif hepsi bir düzmeceden ibaretti. İlk söylediğinde kızmıştı Bahar. Hayatına bu kadar dahil olması ve Bahar’ın bundan zerrece şüphelenmemesi Bahar’ı daha çok kızdırmıştı.
Ama bugün o kadar mutluyduki bunları tebessüm ederek hatırladı.”Seni bilmesem aklını kaçırdın diyeceğim ne gülüyorsun yine sen?” kapının pervazına yaslanmış arkadaşını izleyen Sema da en az Bahar kadar hüzünlüydü.
“Aklıma gelen anılar gülümsetti. “Gelinlikten pek fazla hareket edemiyordu Bahar. Kollarını açıp “Gel buraya kız kardeşime sarılmak istiyorum.”dedi.
Sema buruk gülümsemesiyle kendisi için açılan kollara girdi. İlk okuldan bu yana hiç ayrılmayan kızlar. Bugün kendi hayatlarına dağılıyorlardı. Bahar kocasına, Sema şimdilik yalnızlığına…
“Yavru beni aglatırsan saçını başını dagıtırım. Sonra kuaför yine gelir sonra sen düğüne geç kalırsın.”
Bahar kahakaha attı.”sonra Hamza genç yaşta kalp krizinden gider. Bende dul kalırım.”dedi ve geri çekildi.
İki iyi arkadaş göz göze gelip ellerini birleştirdi.
“Çok mutlu ol Bahar. O kadar mutlu ol ki herkes sizi parmakla göstersin.” Sema kalbinin en içten duasını diledi Bahar için.
“İnşAllah kardeşim. Seni çok seviyorum Sema. Evimin kapıları sana her zaman ardına kadar açık. Asla yalnız kalma beni de yanlız bırakma! Sen bana ailemden kalan tek şey gibisin.” Sema Bahar için her şeydi. Ev, aile, arkadaş, kardeş. Yıllardır beraber yaşıyor bir ekmeği ikiye bölüp paylaşıyorlardı.
“AA amma yaptın. Evin şurası iki günde bir sendeyim. Odamı hazırla benden kurtulamazsın.”
Gözleri dolan Bahar iki gündür kendine verdiği sözü tutuyordu. Agalamayacağım ağlamak yok.
Şen bir kahakaha attı.”Ayıpsın kızım. Hatırlıyor musun ? Bursa ya ilk geldiğimizde sen bir şey demiştin.” Bahar aklına gelen şey ile ortamı değiştirmek istiyordu.
“Ne demiştim?”
“Belki Bursa bize iyi gelir. Bakarsın iki kardeş bulur elti bile oluruz demiştin.”
“AA sahi demiştim. Ama tutmadı. Nasip yavru.”
“Keşke Safiye hanım bir kaç daha doğursaymış.”
İkiside kahakaha attı. Tekrar birbirlerine sarıldılar.”Kızım mavi acayip yakışmış he, bence bugün bir enişte bulmalısın bana.”
Elleri ile makyajını düzelten Sema “oldu canım başka.”dedi.
“Ama ya yapmayın ağlarım” İki kızda sesin geldiği yöne döndü. Elif kapının önünde durmuş gözleri dolu dolu olmuştu.
Bahar ve Sema kollarını açıp Elif beklediler. Elif hiç düşünmeden ona kollara attı kendini.
“O iki günün birinde de bende kalacaksın Sema. Bundan sonra bende varım. “Sema kıkırdadı.
“Ya ben ne kadar şanslıyım. Tamam bir günde sendeyim.”dedi.
Kapıdan izleyen sayısı git gide artıyordu. Safiye hanım, Demir ve elbette Hamza.
Safiye hanım gözleri dolu dolu geline doğru ilerledi. “Ben bugün de senin annen olmaya geldim hazır mısın annen sana yadigar emanet edecek kızım.” Bahar yadigardan kastın ne olduğunu anlamamıştı. Başını usulca salladı.
Safiye hanım oğlu Hamza’ya dönerek elini uzattı. Hamza elinde tuttuğu siyah kadife kutuyu annesine uzattı. Ama gözü Bahar’ın üzerindeydi. Bahar, kalbinin kraliçesi, hayatının Bahar’ı. Melekler nasıldır bilmezdi. Ama Bahar dan bir parça olduğu kesindi Hamza’nın gözünde.
Bahar’ın amcası ve yengesi de odaya giriş yaptı. Amcası elinde tuttuğu kırmızı kurdelayı Bahar’a takmak için bekliyordu. Gözlerinde hüzün ve mutluluk yaşları vardı amcasının.
Safiye hanım elindeki kutuyu açmadan “bu bana kayınvalidemden değil. Bizzat rahmetli annemden onada kendi annesinden yadigar. Bende anne olarak kızıma takacağım.”dedi.
Bahar’ın gözleri Elif’i buldu. Bu onun hakkıydı. Onun kızı değil.Geliniydi.”Ama bu Elif’in hakkı.”diyebildi.
Söz sırası Elif’teydi. Bahar’ın elini tutup konuştu.”Bu senin hakkın Bahar. Annem bugün senin annen, o ne istiyorsa kabulümdür. Sen bugün ve bundan sonraki günlerde annemin kızısın aklına başka bir şey getirme.”dedi.
Bahar şimdi agalayabilirdi. Elif bir gün “ailen giderken bize seni bıraktı.”dözü aklına geldi.
Kim? kime kimi bırakmıştı? Aklı karışmıştı. Sanki ailesi giderken bu aileyi kendi yerine bırakmış gibi gibi hissetti.
Gözleri dolmuştu. Boğazına bir yumru oturmuştu. Ağzını açıp tek kelime edemiyordu.
Safiye hanım kutuyu açınca içindeki mücevhere baktı. Kırmızı yeşil taşlarla bezeli orta genişlikleki set paha biçilemezdi. Yer yer yerleştirilmiş parlak taşlar da vardı. Küpe, bilezik, yüzük ve kolyeden oluşuyordu.
Safiye hanım “Gelinliğine göre sadece kolyeyi takalım.”dedi. Bahar başıyla onayladı.
Safiye hanım gerdanlıgı çıkarıp Bahar’ın boynuna taktı. Bahar neredeyse yüz yıllık bir eseri boynunda hissedince elini götürüp dokundu. Değişik bir duyguydu. Değişik hayatlardan kopup Bahar’ın hayatına girmişti.
Safiye hanıma baktı. İşte gerçekten bugün bir annesi vardı. Öyle hissetmişti. Öz gibi olamazdı. Ama onuda aratmamıştı.
Kollarını Safiye hanıma doladı.”Teşekkür ederim anneciğim.”dedi. Gerisini getirirse kaçış yok ağlayacaktı. Anne kelimesini bir başkası için ilk defa kullanıyordu. Ve hakkını veren kişiye söylemek kolaymış diye düşündü.
Burnuna dolan anne kokusu ciğerlerine nüfuz ederken gözlerini yumdu. Annesini hayal etti. Ve o anı yaşadı. Annesi buradaydı. Kesinlile buradaydı. Bir kaç damla yaşa engel olamamıştı. Gözlerinden süzülerek düştü birer inci tanesi.
Anne kelimesine Safiye hanım Bahar’ı daha sıkı sardı. Odadaki herkes gözlerini siliyordu. Bahri beyde dahil.
Hamza “Anne “dediğinde Safiye hanım geri çekildi. Bahar elinin tersiyle gözlerini sildi. Sıra amcasındaydı. Gözlerini silerek yaklaştı.
Elindeki kurdelayı açtı. “Seninle gurur duyuyoruz kızım, tüm mutluluklar sizin olsun.dedi amcası.
Kurdelayı iki kere belinde çevirdikten sonra üçüncüde bağladı. Bahar amcasının elini öpüp sarıldı. Amca baba yarısıydı. Baba şefkatini de amcasında tamamladı.
“Artık gelinimi alabilir miyim ?” Hamza’nın bu sözüne odada gülüşmeler oldu.Bahar sevdiği adama baktı.
Artık farklı bir hayata sevdiği ve güvendiği adamla geçiş yapmasına az kalmıştı. Kalbindeki tüm ağırlığı görmezden gelerek Hamza’ya gülümsedi.
Hamza yanına yaklaşıp kolunu Bahar’a uzattı. Bahar hiç düşünmeden hayatına eşlik edecek adama tutundu. Birbirlerine aşkın en şefkatli bakışlarını yolladılar. Hep tutku olacak değil ya aşk aslında pek çok duyguyu içinde barındıran ve tek isim adı altında toplayan yegane duyguydu.
Aşk yakar, kavurur, perişan eder yüreğinizi çıkarıp elinize verir. Ve siz onca acıya rağmen Aşktan vazgeçmezsiniz..