Eve döndüğünde Sema ve Elif tarafından hesaba çekilmişti Bahar. Her şeyi detayına kadar anlatmamıştı. İsterse hiç birini anlatmasaydı. Ağzı kulaklarına varıyor deyimi Bahar’da can bulmuştu. Sürekli gülüyordu. Sağından solundan sıkıştıran kızlara aldırış dahi etmiyordu.” Ahh aşk çok güzel kızlar bilemezsiniz.” Leyla, leyla konuşmasana kızım ne oldu onu anlat diyen Sema cevap alacaktı. Yoksa bu gece Bahar’a rahat yoktu.

Parmağını sallaya, sallaya Bahar’ın üzerine yürüdü.” Bana bak kız dokundumu sana bu suratın neden kabak tarlası gibi çabuk söyle.”dedi.

Elif  ayaga kalkıp Sema’nın önüne geçti.” Yavaş gel Sema benim abim den bahsediyoruz o öyle şey yapmaz.” Bahar’a döndü.” yapmaz demi ?” diye sordu. Sanırım bu iki deli aşığa kimsenin güveni yoktu.

“Niye senin abin erkek degil mi ?” Sema’nın çenesine Elif nasıl yetişsindi.

Bahar yerinden ağır, ağır kalkıp yanlarından usulca geçip odasına olan mesafeyi gözüyle hesapladı. İki saniyede varabilir kapıyı kilitleyebilirdi. “Size ne ay Hamza benim sevgilim ne isterse yapabilir.” diyip kendini odasına attı. Kapıyı kilitleyip arkasında durdu.

“Ne demek kızım istediğini yapabilir lan sen beni katil mi edeceksin aç kapıyı Bahar.” Sema’nın öfkesi yeri göğü yakıyordu.

Elif ” Sema valla paralarım seni sen kimi öldürüyorsun da katil oluyorsun kızım. Yengem o benim. Abim seni ne yapar biliyor musun?”

Bahar kahkahalarla gülüyordu. Saat gecenin kaçı olmuş. Bunların derdine bak.

Kapıyı açtı. Karşındaki şaşkın ve kızgın kızlara baktı. Gülmemek için dudaklarını ısırdı.

“Aşk olsun Sema, Elif abisini tanıyor. Ama sen beni tanımıyorsun sanki.”

Sema başını kaşıdı.”Şey… ben ne bilim kızım ben.”diye geveledi.

Bahar kendini yatağın üzerine attı. ” Ben çok mutluyum hiç olmadığım kadar. Onu çok seviyorum. Ve fazlaca seviliyorum daha güzel ne olabilirki. “

{♡}

3 ay sonra

Kutunun içinde ki yüzüğe hayran hayran bakıyordu Elif. “Amanın bu çok fena!”

Hamza heyecandan yerinde duramıyordu. Bahar’a evlenme teklifi edecekti. Aklında pek çok sözü defalarca tekrar etmiş. Silmiş yeniden yazmıştı. Tam üç ay geçmişti o günün üzerinden. Üç aydır her gün beraber el ele göz gözeydiler. Dışarda değillerse Hamza’nın evinde huzurlu saatler geçiriyorlardı. Hamza Bahar’ı eve bırakırken muhakkak alnından öperek ugurluyordu. Bahar geçirdiği son beş yılın en mutlu günlerindeydi. Gözünü kapatıyor Hamza. Açtığında yine Hamza vardı dünyasında. Kalbinin üzerinden kalkan bir ağırlık vardı. Huzurun ta kendisi Hamza’ydı.

{♡}

Akşam dokuzda buluşmak üzere sözleşmişlerdi. Ve tam bir saat vardı. Hamza cebindeki siyah kadife kutuyu çıkarıp kapağını açtı.

Bahar bu elmas yüzüğü begnecekmi diye düşündü. Evlenme teklifini kabul ederse ailesi ile tanıştıracaktı. Bundan çok korkuyordu. Ama bu olmak zorundaydı. Bunca zaman çok bile gizlemişti Hamza. Bahar’da üzerine düşüp sormamıştı. Allah’ım beni sınavdan en hayırlı şekilde çıkart diye dua etti. En az hasarla. Bahar’ı kaybetmek demek ölmekle eşdeğerdi Hamza için. Eğer Bahar hayatında olmazsa ömrünün sonuna kadar yarım ve mutsuz biri olarak yaşayacak ve ölecekti. Bu düşünceleri zihninden uzaklaştırdı. Şu an bu geceye odaklanması gerekiyordu.

{♡}

Arabanın kapısını çekip sevdiği adama döndü. Yanağına masum bir buse bıraktı.” Nereye gidiyoruz yakışıklım?”

“Sen nereye istersen güzelim.”

“Kalabalık bir yer olmasın yorgunum çocukların enerjisi boldu bugün.

“Evimize ne dersin ?”

Bahar güldü. Gülünce Hamza’nın içi titredi. Bu nasıl bir kadın bir gülüşüyle adamın içinde depreme neden oluyor ve bundan bi haber bakıyor.

“Neden güldün? Gerçi benim yanımda gülmek serbest sana.”

“Evimiz dedin. Orası senin evin ben misafirim. “

“O nasıl laf Bahar misafir bir gün gider sen gidemezsin. Benim olan senindir sen sadece benim.”

{♡}

Eve gitmek yerine Bahar aylarının mis gibi havasının tadını alabilecekleri, Bahar’a sevdiğini ilk söylediği yere getirmişti Hamza. Geçen ki geldiklerinde hava buz gibiydi. Ama artık Bahar gelmişti. Harika bir hava vardı.

Yere serdikleri hasırın üzerine oturmuş. Bursa’nın muhteşem görüntüsünü izliyorlardı. Vücudundan geçen serin rüzgarın etsikiyle titredi Bahar. Burası yüksek bir yer olduğundan biraz serindi. Hamza’nın gözünden kaçmamıştı.

Bahar’ı bacaklarının arasına çekip kollarıyla sardı. Başını Hamza’nın omuzuna yasladı Bahar.

“Hava hala biraz serin.”

“Önemli değil burası sıcacık.”

Hamza konuya nerden nasıl girse bilemiyordu. O kadar düşünmüş. Prova yapmıştı. Şu an hiç biri aklında yoktu. Onun düşünceli halini fark etmişti Bahar. Ama aklındakini okumayacağına göre en iyisi sormak diye düşündü.

“Hamza neyin var ?”

Dışardan fark ediliyormuş diye söylendi kendi kendine.

“Bahar ben seni çok seviyorum hep sevdim. “

“Sıkıntın bu olmasa gerek duygularımız karşılıklı Sevgilim.”

Hamza güldü. En içten haliyle. İleriyi düşünmeden bu geceyi yaşamak var Hamza hadi kendine cesaret veriyordu.

“Ben bu işi beceremeyecegim sanırım.”

Bahar neden bahsettiğini anlamamıştı. Ama yanlış anlamış olabilir miydi. Doğrulup Hamza’ya döndü.

“Anlamdım. Neden söz ediyorsun?”

“Ben yapamıyorum beni nasıl bulursun bilmiyorum.”

Aklı tamamen karışan Bahar korkmaya başlamıştı.

“Zırvalamayı kes Hamza aklım karışıyor.”

Bahar’ın anladığı Hamza’nın içinde bulunduğu durumun tam tersiydi.

Hamza cebindeki siyah kadife kutuyu çıkarıp kapağını açtı. Bütün bunları yaparken Bahar onu pür dikkat izliyordu. Kutuyu gördüğü an aklında ki tüm olumsuz düşünceler uçup gitmişti. Gözlerini kapattı. Ve hemen geri açtı.

“Bahar ben çok romantik biri değilim sanırım. O kadar da prova yaptım. Ama hiç biri aklıma gelmiyor.”

“Hamza romantik olmana ihtiyacım yok da, beni karışık kelimelerle korkutma benden gideceksin sandım.”

Yaptığını yeni anladı Hamza. Kelimeler kendi açısından normaldi ama karşıda kişi tamamen yanlış anlamıştı.

“Gitmek mi ? Değil ben, sen bile gidemezsin kadın nasıl bir düşüncedir o.”

Bahar, Hamza’daki öz güvene hayrandı. Sahiplenilmek hiç problem değildi. Çünkü kimsesizdi. Bıkkınlıkla düştü omuzları. Gözlerini kutuya çevirdi. Gecenin karanlığında dahi ışıl ışıldı. Kıkırdadı Bahar. “Gerçekten beceremiyorsun.” dedi.

“Dur bakalım hemen karar verme.”

İki kolunu göğsünde bağladı Bahar.” Hadi görelim.” dedi.

Hamza yüzüğü kutudan çıkarıp eline aldı.” Bu sembolik bir şey, senin yanında hiç kıymeti yok. Ama parmağında anlam kazanacak. Sana içimde duyduğum aşkı anlatmaya da hissettirmeye de ömrüm yeter mi Allah bilir. Ama şunu bilmelisin ki Hamza, Bahar’ı çok seviyor. ” Bahar’ın elini tuttu. Parmaklarına yüzüğü takarken ” Bahar, Hamza’nın dünyadaki vaad edilmiş cennetidir. Ve Hamza, Bahar’ın karısı, kadını, nefesi  kalan zamanında yanında olmasını çok istiyor. “

Yüzük parmaktaydı artık. Gecenin siyahi bile yüzüğün ışıltısını gizleyemiyordu. Bahar kollarını Hamza’nın boynuna doladı. Hamza aynı hızla kabul etti.

“Sen bana bu dünyada verilmiş en büyük hediyesin. Seni çok seviyorum. Her şeyin olurum her şeyin.”

Hamza daha ne kadar mutlu olabilirdi. Daha fazla mutlu olabilir miydi? Hayatında olmaması gerekenler olmasaydı. Her şey sevgisi içindi. Önünü düşünmüş. Sonunu düşünmemişti. Aslında düşünmüştü. Ama kestirememişti. Bildiği ezberlediği tek sonuç Bahar, ondan asla gidemezdi. Buna izin vermezdi.

Dudaklarının kenarına bıraktığı masum bir öpücük bu kadar sahiplenici hiç olmamıştı. Bahar, Hamza ne istese yapardı. Geçirdikleri aylar boyunca Hamza, Bahar’ın her hücresine işlemişti. Hamza bu kadar çabalamasa Bahar bu denli sever aşık olumur muydu bilemiyordu. Seven bir erkek, kadını kendine nasıl baglayacagını iyi bilirdi. Ama Hamza bu konuda kitap bile yazabilirdi.

“O zaman ailemle tanışmaya hazır mısın?”

Aile kavramını unutmuştu Bahar. İçini hem korku hem heyecan sarmıştı.

“Beni istemezlerse üzülürüm. Benim hayat tarzım sizinkine hiç uymuyor. Hatta şu halimizi bilseler değil görmek duymak bile istemezler.”

Hamza kaşlarını çattı.Garip gelmişti söylediği.” Elif ne anlattı sana ?” Kesin kız kardeşinin halt yemesiydi bu çünkü Hamza bu konuda hiç birşey anlatmamıştı.

“Yani inançlı insanlar olduklarını kadın-erkek ilişkilerinin farklı olduğunu kız arkadaş yada sevgili olaylarının sizde hiç olmadığını ha bir de giyim tarzı, Elif’te çok güzel giyiniyor ama benim kadar cesur şeyler giymiyor. “

“Bunların hepsi doğru sayılır. Babam da annemde inançlı kişiler bizide öyle yetiştirdiler  bizi bunun gelinlerle yada başka akrabalarla hiç bir ilgisi yok. Yanlız bende isterim ki sende biraz mütevazi giyinebilirsin ama bunu onlar istiyor diye değil ben istiyorum diye düşünmelisin. “

Omuzları çöken Bahar sıkıntıyla ofladı.”Bilmiyorum, bu kendi yaşamından isteklerinden taviz vermek gibi bir şey her kes kaldıramaz.”

Bahar’ın ellerini dudaklarına götürüp öptü Hamza. ” Bak düşünki senin giydiğin eteğin boyu çok kısa yada gömleğin fazla cüretkar seni ve senin vücudunun en özel ve en güzel.” burayı üzerine basa, basa tane tane şeymişti. Bahar’ın içini hoplattıgından haberi yoktu. “Kısımlarını başka bir erkeğin gözü değerse ben kıskançlıktan can veririm ama önce alırım. “

“Bu şekilde söyleyince mantıklı geliyor. Ama bir ama var içimde itiraz etmek geliyor Hamza biz bu kısmı hiç düşünmemiştik.”

“Düşünecek ne varki caniçim. Sana başını kapat demiyorum. Benim için bu kadarını yapamaz mısın?”

Bahar araya sıkışmış gibi hissediyordu. Yıllardır yaşadığı düzenin tepe takla olması gibiydi. Bilmiyordu yapabilir miydi. Aslında Elif çok güzel giyiniyordu. Hepsi kaliteli ve gösterişli kıyafetlerdi. Sadece etek boyu ve kolu uzundu. Pantolon da giyiyordu. Çokta şıktı.

“Önce söz verirsen bende denerim. Beni de anlamalısın. Ben farklı şekilde büyüdüm. Kimse bunu çıkar bunu giy demedi. Ailem de çok inançlı değildi. Nasıl bir ortam olduğunu bile bilmiyorum. “

“Sen benim başımın tacısın ne istersen o. Ne istersen giy bu istediğimi kişiliğinden alınan taviz olarak görme bunu yapsanda seni seviyorum yapmasan da. Hadi sor ben sana hangi sözü istersen veririm.”

“Beni zorlama diyecektim ama sen cevap verdin zaten. Peki ya Ömer, o anne istiyor mu beni isteyecekmi ?”

Hamza en keyifli gülüşünü taktı yüzüne “Bazen yanına gidiyorum geceleri uyku tutmuyor. Ömer’in yanına uzanıyorum. Gündüz ne yaparsa ne düşünürse gece uykusunda sayıklıyor. Bahar annem dedidigine şahit oldum geçen gece.”

Bahar çok şaşırmıştı. Çocuklar konuşulmayan şeyleri hissedebiliyordu. Ömer’de yeterince hatta fazla zeki bir çocuktu.

“Ciddi misin ? Ama hiç bir şey söylemedik acaba bir yerden mi duydu?”

“Duyması imkansız. Ya hissetmiş yada içinden öyle geliyor. Yani seni seviyor babasının oğlu sonuçta.”

Baharın kaçan keyfi yerine gelmişti. Çok güzel bir gece geçirmişti. Pek çok şeye sonuç vermişlerdi. Bahar bilseydi daha her şeyin başında bu kadar rahat ve huzurlu olamazdı. Hamza kendi içinde kendi ile savaşıyordu. Bunları konuşmak belki en son olacak işti. Bahar her şeye rağmen Hamza’ya gelince konuşulması gereken şeylerdi. Bu savaştan galip yada mağlup çıkmak vardı. Galibiyet ikisinede sonsuz mutluluk getirecekti. Mağlubiyet sonsuz acı.

Bahar’ı kollarının arasına çekti. ” Sen söyle bakalım Ömer’i anne gibi sevebilir misin?”

Parmaklarını Hamza’nın saçlarında gezdirmeye başladı Bahar.” Ben anne olmayı yada sevmeyi bilmiyorum ama öğrenebilirim. Ömer benim benim kalbimi çalalı çok oldu babasının oğlu sonuçta.”

“Şimdi seni öpmemem için bir neden söyle yoksa çok açım bilmelisin.”

“Nedene ihtiyacın yok. ” Bahar çoktan ondan önce davranmış. Kendini ona bırakmıştı. Bu kollarda aldığı sahiplenilme sevilme başka bir yerde bulamayacağını biliyordu Bahar. Hamza’nın yanında hep en cesur ama bir o kadarda korkak yanı birbiriyle kavga haline giriyordu. Kendi mi ? Kendi yıllarca kalsa şikayet etmeyecegi yerdeydi. Vücutlarından geçen serin meltem aslında fırtınaya haberciydi.

Recommended Articles

2 Comments

  1. Zurnanın zırt dediği yere yaklaştık gibi hissediyorum. Gazan mübarek olsun Hamza Bahar seni çiğ çiğ yiyecek gibi 🙈

  2. çoookkkkkkkk güzelsiniz yaaa 😍😍 Hamzaaa güzel seven adam ❤❤

Leave a Reply

Your email address will not be published.

error: Content is protected !!