Defile alanından çıkarken kollarındaki kızı bırakmadı. Kendisine bakan meraklı ve dedikoducu gözleri görmezden geldi. Derin bir uykuda olan kızın neden bu duruma geldiğini çözemiyordu. Ama içinden bir ses bu durumun sorumlusunun Kendal olduğunu söylüyordu. Sıcak nefesi tenine değdiği her an farkında olmadan daha sıkı sarıyordu.
Ömer’in yardım etmek için uzanan kollarını yok saydı. Arka koltuğa yavaşça bıraktı. Kapıyı kapatıp, arabanın arkasından dolandı. Kızın yanına oturduğunda, Ömer ön koltuktaki yerini almıştı. Şoförün yerini alan Asaf arabayı aniden hareket ettirdiğinde sert bir ifadeyle ona baktı Kenan. Zira bu yüzden kız başını cama vurmuştu. Gözlerini açmadığını fark ettiğinde nefesini kontrol etmek için parmaklarını dudaklarına yaklaştırdı. Sıcak nefesini avucunda hissettiğinde rahatladı. Yeni bir darbeden koruyabilmek için yüzünü avuçlarıyla sardı. Yüzündeki dantel maskeden onu kurtarmak istedi. Saçlarının altında düğümlenen kurdeleyi çözüp, sıyırdı teninde. Küçük kızarıklıklarla yüzünü tüm detayıyla gördüğünde izlemekten kendini alamadı. Her detayıyla öyle güzel bir yüze sahipti ki… Bir adamın etkilenmemesi mümkün değildi. Kapıldığı düşünceleri fark ettiğinde kaçırdı gözlerini. Kızın başını omzuna yaslarken, maskeyi yanına bıraktı. O an yırtmacının sıyrıldığını gördü. Bu durumda, savunmasız ve kendisine sığınan bir kıza karşı hissettikleri yüzünden kendisine kızdı. Kumaşı çekiştirirken bir kez daha bakmadı.
“Yolumuz uzun Beyim. Vakitlice gidebilmek için hızlı olmamız gerek. Yollarda pek kötüdür.”
“Dikkatli sür.” Dediğinde girdikleri yol isteğinin gerçek olmayacağını gösterir gibiydi. Kızın savrulan bedeni ve ön koltuğa çarpan dizini gördüğünde kararsız bir ifadeyle baktı. Ömer ve Asaf gidebilecekleri en kestirme yolları belirlemeye çalışıyor ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Tekrar bir çukura girdikleri anda kızın dizini oldukça sert bir halde çarptığını gördü ve düşünmeden kararını verdi.
Belinden sarıp, bacakları koltuğun üzerinde uzanacak şekilde kucağına çekti. Kızın mırıldanarak başını tekrar boynuna yaslayışıyla derin bir çekti. Sağ kolu sırtındayken, sol eliyle yavaşça eteğini düzeltti. Onun namahrem halini kimsenin görmesini istemiyordu. O an bu düşünceye dair alaycı bir ifadeyle gülümsedi. Sadece dakikalar önce iç çamaşırlarıyla onlarca insanın karşısına çıkan birini gizlemeye çalışıyor olması tuhaftı.
Kollarındaki kızın yüzüne baktığında aralanan kirpiklerin ardından mavilikler göründü. Ne tepki vereceğini merak eden yanını bastırırken hiç beklemediği bir şey oldu. Yüzüne uzanan parmakların sıcaklığıyla durmuştu sanki kalbi. Gülümsemesini gördüğündeyse tekrar atmaya başlamıştı.
“Yine geldin…”
Genç kız rüya gördüğünü düşünüyordu. Zira bir gece önce gördüğü surete öyle benziyordu ki kollarında olduğu adam. Bu kez gözlerini görebilmek için kaldırdı başını. Gördüğü gözlerle şaşırarak fısıldadı.
“Kenan.”
İlacın tesirinde olduğu için sözlerini anlamlandırmaya çabalamadı Kenan. Yine de adını anımsamasından etkilenmişti. Etrafına bakındıktan kısacık bir an sonra yüzündeki elini çekip alnını ovuşturmasını izledi. Tekrar yüzünü göğsüne yasladığını gördüğünde sardı kollarında. “Uyu.” dedi. “Yolumuz uzun.”
Göğsündeki küçük yüz usulca yukarı çıkıp, tekrar boynuna yaslandı. Sıcacık nefesini boynunda hissettiğinde gözlerini kapadı kısacık bir an.
“Beyim, içerideki adamımızdan haber geldi. Kendal defile alanını dağıtmış. Her yerde Gazel Hanımı arıyormuş.”
“Adı Gazel mi?”
O ana dek kızın adını duymamış ve kendisi de sormamıştı.
“Evet Beyim.” Dedi. “Gazel Ateş.”
Kollarındaki kızın kıpırdanışını işittiğinde sakinleşmeye çalıştı. “Bu kız iyi değil. İlaç falan mı kullanıyor?”
“Sanmam Beyim. Bir hastalığı ya da bağımlılığı olsa Kardelen Hanımın ekibinde olamazdı.”
Aklına gelen ihtimalle kızın yüzünü çekti koynundan. Usulca bakarken her zerresine öfkelendi. “Mutlaka Kendal bir şey yaptırmış olmalı.”
“O adamdan her şey beklenir Beyim. Ben hemen adamımıza soruyorum.”
Asaf dikkatle araba kullanmaya devam ederken, Ömer telefonuna odaklanmıştı. Kenan ise avucundaki yüzü izledi.
“Gazel.” Dedi yüzünü izlerken. “Ne yaptı o sana?” Kendinden geçmiş halde kollarında ufacık kalmıştı. Ya yetişemeseydi? Bu halde Kendal’ın ellerinde olsaydı? Gözünün önüne düşen birbirinden sapkın görüntülerden uzaklaşmak için başını salladı. Bu gece oraya gitmekle en doğrusunu yapmıştı.
Yol boyu bir daha uyanmadı Gazel. Kenan ise kollarındaki kızın varlığına alıştığının farkında bile olmadan camdan gecenin karanlığını izledi. Sabaha karşı çiftlik evinin önünde durduklarında kucağında Gazel ile birlikte indi arabadan. Eve girerken Ömer’in telefonunun sesi duyuldu. Beklediği haber çok erken gelmişti. Merdivenleri çıkarken duyduklarıyla duraksadı. Kendal, Antep’te ki konağını adamlarıyla basmış, onu bekliyordu.