Ertesi gün sabah kendi hazırladığı kahvaltı tepsisiyle yatak odasına giren Alex, tepsiyi odadaki sehpanın üzerine bırakıp, uyumakta olan Vivienne’e yaklaştı.

“Hadi bebeğim uyan artık. Bir şeyler yemen gerekiyor.”

“Canım istemiyor.”

Alex onun saçlarını okşayarak alnını öptü. “Ama istemesen de yemek zorundasın. Angeline ve benim sana ihtiyacımız var.”

Vivienne istemeyerek yatakta oturur pozisyonu alıp, gözlerini sildi. “Artık gücüm kalmadı Alex, ben çok yoruldum. Clair’in başına gelenlerden sonra nasıl toparlanacağımı bilmiyorum.”

Sehpanın üzerindeki kahvaltı tepsisini alıp, Vivienne’in kucağına yerleştiren genç adam onu eliyle beslemeye çalışırken;

“Toparlanmaya beslenmekten başlayabilirsin” dedi ve böğürtlen marmelatı sürdüğü küçük ekmek dilimini Vivienne’in dudaklarına yaklaştırdı. “Zor olduğunu biliyorum ama bu yaşanılanları değiştirmek mümkün değil. Clair’in katili yaptığının bedelini ödeyecek. Bunun için elimden ne geliyorsa yapacağıma söz veriyorum. Şimdi ayakta durmak için beslenmelisin.”

Azda olsa karnını doyuran Vivienne, isteksiz yaptığı kahvaltı sonrası, başını yatakta yanında yatan genç adamın göğsüne yasladı.

“Bunu kim ve neden yapmış olabilir, aklım almıyor. Yani Clair zayıf ve kendi halinde bir kızdı.”

“Bilmiyorum bebeğim ama öğreneceğiz. Dün akşam polis merkezine gitmek istediğini söylemiştin. O görüntüyü izlemeye hazır mısın?”

Vivienne bir süre Alex’in söylediğini düşündü, gerçekten hazır mıydı? Hiç sanmıyordu.

“Sanırım daha sonra gidebiliriz. Şuan dediğin gibi kendimi hazır hissetmiyorum.”

Onların konuşmalarını bölen Alex’in telefonunun sesiyle, birbirlerinden ayrıldılar. Genç adam işle ilgili önemli bir konu olduğu için özür dileyerek, cevap vermek zorunda kaldı.

“Görüşmeyi ertele, bugünkü programımı iptal et Anaisse, işe gelmeyeceğim.”

Asistanıyla yaptığı görüşmeyi duyan Vivienne, Alex’in;

“Sana iptal et diyorum beynin algılamıyor mu Anaisse”diyerek sesini yükseltmesiyle, karşı tarafın ısrar ettiğini anladı.

Genç adamın kolunu tutup; “Lütfen aşkım ben iyiyim, iptal etme” dedi fısıltıyla.

Alex’in öğle saatlerinde, çok güçlü bir yatırımcıyla yapacağı önemli bir görüşmesi vardı. Bu görüşmenin olumlu geçmesi halinde, tersane sektöründeki çöküşüne dur diyebilecekti. Fakat Vivienne’in ona ihtiyacı varken, sevdiği kadını bırakıp gitmek istemiyordu. İşleri önemliydi ama Vivienne onun için her şeyden daha önemliydi.

Alex gitmek istemese de Vivienne’in ısrarlarına dayanamayıp, sadece toplantı için evden çıkmak zorunda kaldı. Yatırımcıyla yapacağı görüşmeden sonra eve döneceğini söyleyip, genç kızı yalnız bırakırken içi hiçte rahat değildi. Onun bu kötü gününde yalnız kalmasını istemediği için, evden çıktıktan sonra Aida’yı arayıp, olanları anlattı. Aida’dan, o eve gelene kadar, gelip Vivienne’nin yanında kalmasını istedi. Alex’in söylediğine olumlu cevap veren Aida, beş dakika içerisinde evden çıkacağını söylerken, Alex onu alması için şoförünü göndereceğini söyledi. Çünkü Vivienne ile yaptığı bir konuşmada Aida’nın araba kullanmadığını hatırlamıştı. Aida gerek olmadığını dile getirmeye çalışsa da, kazanan Alex olmuştu.

Görüşme için rezervasyon yapılan restorana vaktinden erken gittiği için, bir süre beklemek zorunda kalan Alex, yirmi dakika sonra karşısında duran genç yatırımcıyı tanıdığını hissetti. Ama nereden tanıdığını bir türlü çıkartamıyordu. Ona elini uzatan yatırımcı, isminin Leandre olduğunu söylediği zaman, onun yüzünden kıskançlık nöbetleri geçirdiği günleri hatırlayarak ciddileşti.

Yüzündeki tebessümün yerini alan ciddiyetle, Leandre ile birlikte yemek masasına geçen Alex, bu durumdan hiç memnun kalmamıştı. Daha birkaç ay önce, Vivienne’i onun yüzünden kırdığını hatırladığı an, soğuk terler dökmeye başlayan genç adamın keyifsizliğinin farkında olan Leandre, durumu düzeltmek için konuşmaya başladı.

“Vivienne ile aranızda geçen tatsızlığa neden olduğum için üzgünüm. Aida sebep olduğum yanlış anlamadan bahsetti bana. Şuan gergin olduğunun farkındayım, lütfen biraz rahat olur musun?” Alex’in ters bakışlarına karşılık; “Ya da olmaya çalışır mısın” diye düzeltse de, genç adamın huzursuzluğuna neden olan vicdanıydı aslında.

Vivienne’e yaptıklarını hatırladıkça, bu konuda ruhu hiçbir zaman huzur bulamayacak gibiydi.

“Sen bizim aramızda sorun yaratacak birisi olmadığın için, gergin olabileceğim bir durumda söz konusu değil.”

Aralarında esen soğuk rüzgarlardan sonra iş konusuna girdikleri zaman ortam yumuşamış, hatta arada Leandre’nin yaptığı esprilere, gülümseyerek karşılık vermişti Alex.

“Bak Alex, ben Londra’da doğup büyüsem de, köklerim bu topraklarda. Orada güçlü bir marka olsak da, artık yatırımlarımı kendi ülkemde yapmak istiyorum. Geçtiğimiz ay babamın ve kız kardeşimin teşvikiyle Fransa’ya yerleşmeye karar verdim. Burada yeni bir şirket kurmak istiyorum ve Fransa piyasasına hakim olmadığım için, işe güçlü şirketlerden birisiyle girmeye karar verdim. Bir yakınım senin yatırımcı aradığını söyledi bana. Şimdi kabul edersen seninle ortak iş yapmak istiyorum.”

Leandre’nin söylediklerine şüpheyle yaklaşan Alex;

“Hakkımda çıkan o kadar haberden sonra neden benimle ortak olmak istiyorsun?” dedi.

“Sıkı bir sosyal medya takipçisi olarak, hepsinden haberim var. Yanlış hatırlamıyorsam aklandın. Üstelik Aida, Vivienne ile olan bağlantısından dolayı yaşadıklarınızı bildiği için, işin aslını bana anlattı. Tabii, bu ortaklık konusun da beni en çok etkileyende zeki bir iş adamı olman. “

İki saat süren görüşmenin sonunda Leandre’nin teklifini kabul etmek zorunda kalan Alex, birkaç gün içerisinde sözleşmeleri hazırlatıp, imza için kendisini arayacağını söyleyerek restorandan ayrıldı.

Vivienne uyandığı zaman karşısında gördüğü küçük notu gülümseyerek alıp okuduktan sonra, sanki Alex’in kokusu sinmişçesine kağıdı koklayarak öptü. Sonrada sanki sevdiği adam onu duyuyormuş gibi “Ben de seni seviyorum aşkım” dedi. Son yirmidört saati yatakta geçirdiği için, kendisini her zamankinden daha bitkin hissediyordu. Bir an öce yataktan çıkıp, kendine gelmek için duş alma ihtiyacı duyarak, ayağa kalktı. Fakat kalktığı an başlayan baş dönmesi yüzünden, tekrar yatağa oturdu. Kazadan sonra ani hareket yaptığı zaman yaşadığı baş dönmesi bir gün geçecek miydi acaba? O tam banyonun kapısına yaklaşmışken odanın kapısı çaldı, içeriye güler yüzüyle Aida girdi. “Sana Alex haber verdi değil mi?” diyerek orta yaşlı kadına sarıldı.

“Evet. Senin için çok endişeli. Bana her şeyi anlattı bebeğim, Clair için çok üzgünüm. Bunu yapan cezasını mutlaka ödeyecek.”

Aida’nın aşağıya inmesinden sonra duşunu alıp salona inen Vivienne, Aida’nın kucağındaki Angeline’i alıp sıkıca sarıldı. O an bir kez daha anladı ki bu küçük melek için güçlü olmak zorundaydı. Çünkü küçük kızın hayatta teyzesinden başka kimsesi yoktu. Clair’in intihar ettiğini düşünerek ona kızdığı için pişmandı şimdi. Bu küçük kızın annesinin ölümüne neden olan kişi her kim ise, ona yaptığının bedelini ödetmek için elinden gelen her şeyi yapacaktı.

Eve döndüğünde Vivienne’i Angeline’nin odasında bulan Alex, bir süre kapıda Violetta ile birlikte küçük kızı yıkayan kadınını izledi. Angeline’nin küvetteki plastik kuğularla oynarken çıkarttığı seslere gülen Vivienne, bir anda Alex’i görünce; “Ne zamandır buradasın?” diyerek sevdiği adama yaklaşıp dudaklarına küçük bir buse bıraktı. Alex “Çok olmadı” diyerek, ona sarıldı.

Violetta Angeline’i giydirmek için odasına götürürken, Vivienne’de Alex ile birlikte yatak odasına geçti. Üzerini değiştiren genç adam kendini izleyen Vivienne’e;

“Violetta’yı nasıl buldun?” diye sordu.

“İyi birisine benziyor. Aslında ben ona bu kadar kısa sürede alışacağımı tahmin bile etmezdim. Angeline bile onu çok sevdi biliyor musun?”

Vivienne’in bir önceki gün aldığı haberden sonra günlük hayatına bu kadar çabuk dönmesi, Alex’e tuhaf geldi. Bir gün önce gözyaşlarını dindirebilmek için sakinleştirici ilaç verdiği kız, bugün hiçbir şey olmamış gibi Angeline ile gülüp oynayabiliyordu. Vivienne’e yaklaşan Alex, genç kızın karşısına geçip, ellerinden tutarak gözlerine baktı.

“İyi misin bebeğim?”

Onun neyi kastettiğini anlayan Vivienne, başını salladı. Kız kardeşinin öldürüldüğü gerçeğini kabullenmek istemese de, Clair bir cani yüzünden hayata gözlerini yummuştu. İçinde bir yerler bu acıyla sızlasa da karar vermişti, artık kırılgan Vivienne yerine, daha güçlü bir kadın olacaktı.

“Angeline ve senin için iyi olmaya çalışıyorum. Yarın benimle birlikte polis merkezine gelir misin? O görüntüyü izlerken yanımda olmana ihtiyacım var ” dedi kararlı çıkan ses tonuyla.

Alex ellerini genç kızın boynuna dolayarak onu kendine çekip, başını göğsüne yaslamasını sağladı.

“Emin misin? “

“Evet.”

☆☆☆☆☆

Son günlerde yaşadıkları stres ve üzüntü yüzünden, biraz değişikliğe ihtiyaçları olduğunu düşünen Alex, Vivienne’e dışarı çıkmayı teklif etti. Uzun zamandır sinemaya gitmeyen Vivienne’in yüzü bir anda aydınlandı.

“Sinemaya gidelim mi?”

Alex onun alnından öptükten sonra;

“Sen nereye istersen bebeğim” dedi.

İş konusundaki sıkıntıları yüzünden, şimdilik Marsilya’dan ayrılması mümkün olmayan genç adamın aklında çok güzel planlar vardı. Hepsi de Vivienne’i mutlu edecek özel planlar olsa da, şimdilik ertelemek zorundaydı.

İki saat sonra gittikleri sinema salonunun gişesinde bilet alırlarken, kendilerine yaklaşan çifti gördüğü an, Vivienne huzursuz oldu. Çünkü onları ajansta gördüğünü hemen hatırladı. Adam görüntü olarak aynı olsa da, kadının görüntüsü çok farklıydı. O zamanki gibi gözlerinde takma kirpik ve ağır makyaj yoktu. Doğal, sıradan bir kadın gibi görünse de, onu da hemen tanımıştı. Bir an geçmişi hatırlayarak gerilen Vivienne, onlarında yüz ifadelerinden kendisini tanıdıklarını anladı. Çünkü suratları hemen asılmıştı. Fakat o an, olması gereken son şey oldu. Bileti alıp arkasını dönen Alex, kadın ve adamı gördüğü an gülerek onlara selam verdi.

“March, bu ne tesadüf?”

Vivienne’in şaşkınlığı artarken, onlarda hiçbir şey yokmuş gibi genç adama selam verdi.

Alex Vivienne’e arkadaşını takdim ederek;

“sevgilim, seni dostum March ve eşiyle tanıştırayım” dediği an, genç kız neye uğradığını şaşırdı.

Ne tepki vereceğini bilemeyen Vivienne gülümsemeye çalışarak, memnun olduğunu söylese de aslında hiçte memnun olmamıştı. Peki, Alex arkadaşının, karısıyla birlikte bu kadar iğrenç bir iş yaptığını bilmiyor muydu? Onun tanıdığı Alex ahlaklı bir adamdı ve çevresinde böylesi ahlaksız insanları barındırmazdı. Yoksa durumdan haberdar değil miydi? Yalnız kaldıkları ilk an, bunu onunla konuşmaya karar veren Vivienne o an için susmak zorundaydı. Alex arkadaşına hangi filme gireceklerini sorarken, cep telefonu çalmaya başladı. Ekrana bakan genç adamın suratı gördüğü isimle anında asıldı. “Pardon” diyerek telefona cevap veren Alex, konuşmak için birkaç metre ileriye gitmişti.

Karşısındaki March ve karısıyla yalnız kalan Vivienne; “Alex yaptığınız işi biliyor mu?” diye sordu.

Sesi sert ve soğuktu. March tam cevap vermeye yeltenirken, genç kız işaret parmağıyla onu susturdu. “Durun söyleyeyim, eğer bilseydi size selam bile vermezdi.”

March; “Lütfen bu konu aramızda kalsın..” derken, Alex’in kendilerine yaklaştığını fark etmesiyle, konuşmasını tamamlayamadı.

İçinden geçenleri karşı tarafın suratına vurmasıyla rahatlayan genç kız, arkasında beliren Alex’in “Bizim gitmemiz gerekiyor” diyerek elini tutmasına anlam veremedi.

March ve eşiyle aceleyle vedalaşan genç adamın tavrını garipseyen Vivienne AVM’nin otoparkına inerken; “Ne oldu Alex” diye sordu.

Alex derin bir nefes alarak Vivienne’in yüzüne baktı.

“Babam kalp krizi geçirmiş ve durumu çok ciddiymiş.”

Vivienne aldığı haber karşısında hiçbir şey hissetmedi. Çünkü Archer hayatında gördüğü en acımasız adamdı. Alex’in de bu habere Vivienne gibi üzüldüğü söylenemezdi elbette ama Archer Gerard ona hesap vermeden ölürse işte o zaman çok üzülürdü.

Alex’in Vivienne’i eve bırakmak için hareket ettiği saatlerde, Fransa’nın gündemine bomba gibi düşen haber, tüm sosyal medya kanallarında dönmeye başlamıştı bile.

“Birçok devlet ve iş adamının da aralarında bulunduğu seks skandalında acı son. Ünlü iş adamı ARCHER GERARD iki genç erkekle grup seks yaptığı odasında, aldığı cinsel işlev arttırıcı ilaç nedeniyle, kalp krizi geçirdi. Fransız polisinin, 5-18 yaş arası çocukların seks kölesi olarak kullanıldığına dair aldığı ihbar üzerine, operasyon düzenlenen adada tesadüfen yaşanılan olay, akıllarda birçok soru işareti bıraktı.”

https://www.youtube.com/watch?v=K_FQa-wZ_VI

Recommended Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published.

error: Content is protected !!