Zaman hızla akıp giderken, her şey yavaş yavaş yoluna girmeye başlamıştı. Artık medyada çıkan haberler günden güne önemini yitirirken, ölümün kıyısından dönen Archer’da, hastanedeki odasında hapishaneye götürülmek için iyileşmeyi bekliyordu. Ada baskınından sonra evinde yapılan araştırmalar sonucu, yatak odasındaki özel bölmelere saklı düzinelerce video kaydı bulunmuştu. Özellikle, içinde ülkenin önde gelen zenginlerinden oluşan bir grup adamın yaptığı grup seks kaydı, bulan polislerin midesini alt üst etmişti. Ama kayıtlardaki iğrençlik bunlarla sınırlı değildi elbet. Çocuk denilebilecek yaştaki kurbanlarına tecavüz ederken, türlü işkenceler yaparken kaydedilen görüntüler, insanın içini sızlatan türdendi. Kayıttaki bazı çocukların, kayıp ihbarı üzerine aranılıyor olması da başka dikkat çekici konuydu.

2 HAFTA SONRA

Normal hayatlarına dönmek için mücadele eden Vivienne ve Alex sıkıntılı günler yaşasalar da, birbirlerine destek olarak toparlanmaya çalıştılar. Archer’ın ortaya çıkan gerçek yüzü, Alex’i her geçen gün dibe çekerken, Leandre ile yaptığı ortaklık sayesinde kötü gidişe dur diyebilmişti. Bu süre içerisinde Leandre sadece iş alanında değil, dostluk anlamında da Alex’e çok iyi gelmişti.

Aida ve Leandre’yi, ortaklıklarını kutlamak için akşam yemeğine davet eden Alex ve Vivienne, haftalar sonra ilk kez huzurluydular. Hepsi bir arada gelecekle ilgili güzel şeylerden bahsedip, salondaki Angeline’nin şirinliklerini izleyerek gülümsediler. Alex; yanında oturan güzel sevgilisinin elini tutup, şakağına bıraktığı küçücük öpücükten sonra Leandre ve Aiada’ya döndü.

“Yarım kalan, tamamlanmayı bekleyen bir düğün var” dedikten sonra, Vivienne’e baktı. “Artık karım olman için daha fazla beklemek istemiyorum. O nedenle, bana bir kez daha evet demen için, yarım kalan düğünümüzü kilisede tamamlamak istiyorum” dedi.

Genç kızın en büyük hayali, tanrının evinde evlenebilmekti. Gözleri dolarak, başını sallarken Aida ve Leandre onları mutlulukla izledi. Misafirlerin ağırlandığı büyük salondaki mutluluk karşısında, Angeline ile ilgilenen Violetta’nın da vereceği güzel bir haber vardı. “Bizimde sizler için hazırladığımız küçük bir sürprizimiz var” diyerek, kucağındaki küçük kızı yere indirdi. Herkes Angeline’i izlerken, Leandre de etkisinden kurtulamadığı Violeta’yı süzüyordu. Hayatından birçok kadın geçse de, bu kızda karşı koyamadığı başka bir şey vardı. Tam Vivienne’in karşısında duran Angeline, Violetta’nın tuttuğu ellerini bırakmasıyla, gülücükler atarak genç kıza doğru birkaç adım attı. Kollarını küçük yeğenine açan Vivienne, mutlulukla onu kucaklayıp, sevinç gözyaşları döktü. Çünkü o anı Clair’in görmesini o kadar çok isterdi ki.

Saatler ilerlerken Violetta Angeline’i uyutmaya götürdü. Hep birlikte yapılan sohbete Vivienne’in ısrarıyla, Eliza da dahil olmuştu. Fakat ilerleyen dakikalarda, Leandre’nin lavabo bahanesiyle gidip, son yarım saattir ortadan kaybolması, Vivienne’in dikkatini çekti. Eliza’nın Alex’in çocukluğunda yaptığı yaramazlıkları anlattığı bir anda, müsaade isteyerek salondan çıkan genç kız etrafa bakınırken, mutfaktan gelen kıkırtıları duyduğu an, o tarafa yöneldi. Ve kapıya yaklaştığında Violetta’ya kur yapan Leandre’yi gördüğü zaman, hiç şaşırmadı. Vivienne’i görünce utançla yüzü kızaran Violetta, mutfaktan özür dileyerek çıkarken, genç adam Vivienne’in yanına geldi.

“Zamanlaman hep böyle mükemmel midir?” diye sordu. Yüzü gülerken sesinde alaycı bir tını vardı.

“Peki, sen hep böyle yapışkan mısındır?”

Leandre Vivienne’in söylediği söze güldü.

“Violetta ile duygularımız karşılıklı olduğuna göre, bu pek de yapışkanlık sayılmaz.”

“Lütfen, Violetta hassas bir kız. Onu incitmenden çekiniyorum.”

Leandre alaycı tavrını bırakıp, ciddileşti. “Ondan gerçekten hoşlanıyorum Vivienne. Nedenini bilmesem de ona çekiliyorum, kendimi engelleyemiyorum.”

Onun dürüstçe yaptığı itirafla rahatlayan Vivienne Leandre’i çok iyi anlıyordu. Aynı şeyleri Alex ile o da yaşamamış mıydı? “O zaman sorun yok” diyen genç kıza, cevap Leandre’den önce arkasında duran Alex’den geldi.

“Sorun olmayan neymiş?”

Alex’e dönen Vivienne genç adamın dudaklarına kısa bir öpücük verdikten sonra, Leandre’ye döndü.

“Birileri Violetta’ya aşık olmuşta, onu konuşuyorduk.”

Birkaç gün sonra Aida ve Eliza ile gelinliğinin dikildiği moda evine giden Vivienne, dönüşte Alex’e sürpriz yapmak için şirkete uğradı. Odasında yalnız olan genç adam, sevdiği kadını karşısında gördüğü an, onu sanki daha sabah görmemiş gibi özlemle dudaklarına sarıldı.

“Seni çok özledim bebeğim, iyi ki geldin.”

“Eliza ve Aida ile gelinlik provasına gittik. Çıkışta onlar işleri olduğunu söyleyince bende seni görmek istedim.”

Vivienne’in varlığıyla içi huzur bulan Alex, Vivienne’e Leandre ile iki günlüğüne yurt dışına çıkacağını söylediği an genç kız;

“Ne zaman gidiyorsun?” diye sorarken yüzü ciddileşmişti.

“Yarın gideceğiz. Senden uzak kalmak benim için de zor biliyorsun ama katılmamız gereken toplantılar var.”

Daha gitmeden içine dolan hüzünle Vivienne tekrar Alex’in dudaklarını öptü. Fakat çalan kapıyla birbirlerinden ayrılmak zorunda kaldılar. İçeriye yanında genç bir kızla giren Leandre, onları kız kardeşi Alix ile tanıştırdı. Onun bir kız kardeşi olduğunu yeni öğrenen Vivienne, şaşırdı. Çünkü Aida çok kez Landre’den bahsetse de, diğer yeğeninin varlığında hiç bahsetmemişti. Leandre’nin; “Alex, yarın Alix de bizimle geliyor. Anlaşmaya çalıştığımız şirketlerden birisiyle güçlü bağlantısı olduğu için, sunumda bizimle olması lehimize olur” dediği an, daha onlar gitmeden Vivienne’in içini engelleyemediği bir kıskançlık kapladı.

Üzerindeki minicik elbisesiyle, neredeyse bütün vücudunun çıplaklığını ortaya seren, inkar edilemez güzellikteki kıza bakan Vivienne, Alix yüzünden başının çok ağrıyacağını ilk dakikadan hissetti.

Alex şehir dışına çıkalı daha birkaç saat olsa da, odasında kıskançlıkla volta atan Vivienne’in gözünün önüne, onu delirtecek bir sürü görüntü geliyordu. Aklı onu kışkırtırken kalbi sevdiği adama güvenmesi gerektiğini söylese de, içi hiç rahat değildi. Odasında çıldırmak üzereyken düşüncelerini dağıtmak için Angeline’nin odasına gitti. Küçük kızın üzerini değiştiren Violetta, Vivienne’i görür görmez onun canını sıkan bir şeyler olduğunu anladı.

“İyi misiniz?”

İçinden geçenleri dışarıya bu kadar yansıttığının farkında olmayan Vivienne; “Çok mu belli oluyor?” diye sordu.

Violetta gülümsedi. “Duygularınızı saklama konusunda çok başarılı olduğunuz söylenemez. Anlatmak isterseniz sizi dinlerim.”

Hissettiği engelleyemediği kıskançlıktan utanan Vivienne, içindekileri paylaşma gereği duyarak Violettaya anlattı. “Alex Leandre ile iş için yurt dışına çıktı. Yanlarında da Leandre’nin kız kardeşi Alix var. Aklım sürekli onlarda, çünkü Alix gerçekten de çok güzel bir kadın Violetta. Kıskanmamak elimde değil.”

Onu anlayışla karşılayan Violetta, yanında olduğunu hissettirmek için Vivienne’in elini tuttu. “Mösyö Alex size deli gibi aşık. Ben bir kadına bu kadar güzel bakan başka bir adam görmedim. Bence kıskançlıklarınız yersiz, sadece kendinizi üzüyorsunuz.”

Violettanın sözlerine karşılık; “Ama ben bir kadına Alex gibi güzel bakan başka bir adam daha tanıyorum, mesela Leandre” diyen Vivienne’in söyledikleriyle, utanma sırası Violetta’ya gelmişti.

“Çok mu belli oluyor” dedi onun gibi.

Vivienne güldü. “Hem de çok. Özel bir soru olacak belki ama Leandre’ye karşı ne hissediyorsun?”

Aslında bu soruyu, cevabını bilerek sormuştu.

Fakat Violetta’nın yüzündeki heyecanla karışık utancın yerini, bir anda hüzün aldı.

“Aslında Leandre’den hoşlanıyorum, bunu inkar edemem. Fakat anlatamayacağım öyle derin acılar yaşadım ki, iyileşmeden birisiyle aşk yaşamam mümkün değil Madam Vivienne.”

Onun Madam Vivienne diye hitap etmesine karşılık Vivienne gülümsemeye çalışarak;

“Lütfen bana sadece Vivienne de. Hem henüz bekar bir kadınım, unuttun mu” dedi.

Violetta’nın neler yaşadığını bilmese de, onun anlık değişen yüz ifadesiyle, kötü şeyler yaşamış olacağını düşünen genç kız, konuyu değiştirdi.

“Bugün Angeline’i parka götürelim mi?”

Bütün gününü Violetta ve Angeline ile geçiren Vivienne, akşam yatağında hafta sonu yapılacak düğünleri için bilgisayarda saç modelleri araştırdı. Ne kadar düğüne odaklanmaya çalışsa da, aklında sürekli Alex ve Alix vardı. Gün içerisinde üç kez arayan genç adamla kısa görüşmeler yapan Vivienne, o üçünün aynı otelde kalacağını düşündükçe, neredeyse aklını kaçıracaktı. Alix’in yarı çıplak halde Alex’in odasının kapısını çaldığı görüntü hafızasında canlanınca, daha fazla dayanamayıp, yanında duran yastığı sesi duyulmaması için ağzına bastırdı. Sonrada avaz avaz bağırmaya başladı. Ta ki, cep telefonundan Alex’in aradığını görene kadar. Hemen yastığı yüzünden indirip, sanki Alex onu görecekmiş gibi kendine çeki düzen verdi.

Alex uzun süren toplantı sonrası, katıldığı akşam yemeğinden sonra nihayet kaldığı otele dönebilmişti. Duşunu alıp sabırsızca yatağına girdikten sonra saatine baktı. Angeline’nin uyumuş olabileceğini düşünüp, gülümsedi. Vivienne ile rahat rahat görüntülü konuşabilme umuduyla, diz üstü bilgisayarını kucağına alıp, yarı uzanır duruşuyla özlediği, sevdiği kadını aradı.

Telefona; “Hiç aramayacaksın sandım” diye cevap veren Vivienne’in sesiyle, heyecanlandı.

“Beni özlemiş misin acaba” dedi

Vivienne’in telefonun ucunda kıkırdadığını duyunca, onu ne kadar çok özlediğini hissetti. Daha sorduğu soruya o cevap vermeden;

“Seni bilmem ama ben seni çok özledim. Bilgisayarını açsana” dedi.

“Tamam, ama bana beş dakika ver sevgilim” diyen Vivienne, aklından geçenleri uygulamak için zaman kazanmak istemişti.

Alex’in iki günlüğüne iş için Leandre ve Alix ile geldiği Londra’da ilk günü olmasına rağmen, sanki haftalardır ayrı gibiydiler. Beş dakika sonra ekranda beliren Vivienne’in görüntüsüyle, hemen yatağında dik oturup, gördüğü şeyden emin olmak için gözlerini kapatıp tekrar açtı, ama gerçekti.

Vivienne Alex’in bu şaşkın haline gülümseyip ekrana göz kırparken; “İzle beni” dedi.

Vivienne üzerine giydiği siyah jartiyer takımla, Alex’i çıldırtmak için striptiz yaparken, amacına ulaşmıştı. Genç adam yutkunarak;

“Beni delirtmek mi istiyorsun” diye sorduğu zaman,

Vivienne’in cevabı; “Çok zekisin sevgilim” oldu.

Arkası ekrana dönük şekilde, kalçalarını kıvırarak dansına devam ederken, dantelli sutyeni üzerinden çıkartıp havada sallayarak Alex’e döndüğünde, genç adamın neredeyse kalbi duracaktı. Ekrana iyice yaklaştırdığı göğüsleriyle Alex’e görsel şölen sunarken, elindeki iç çamaşırını ekranın önünde sallayıp yatağın üzerine fırlattı.

Recommended Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

error: Content is protected !!